Ya Dük'ün kim olduğunu gerçekten bilmiyordu ya da biliyordu ve yalan söyledi. | Open Subtitles | وايضا هو لم يعرف من هو الدوق على حقيقته او انه قَد كَذِب |
Sevgisinin asla yetmeyeceğini bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف لم يكن يمكنه أبداً حبى بما فيه الكفاية |
Silahın nereye konduğunu bilmiyordu. Şu ana kadar. | Open Subtitles | هو لم يعرف مطلقاَ ما قد إنتهوا اليه هناك حتى الآن |
Fotoğrafını çektiğimi bilmiyordu, o sırada eli kolu bağlıydı. | Open Subtitles | هو لم يعرف بأنني قمت بتصويره لقد كان مقيداً إلى حد ما بذلك الوقت |
Evini sigorta parası için ateşe verdiğinde çocuğunun evde olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف أن أبنه في المنزل عندما قام بحرق منزله ليحصل على مال التأمين |
Yani geldiğini bilmiyordu. Bir kaç gün önce şans eseri karşılaştıklarında işte o zaman... | Open Subtitles | لذا هو لم يعرف أنك أتيتِ إليه ولكن قبل أيام ، إلتقيا صدفةً |
Nasıl sevileceğini bilmiyordu. | Open Subtitles | تريستان لم يحبك أبداً. هو لم يعرف كيف أن يحب. |
Babasının ve benim uzaylı komplosunda olduğumuzu bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف كلا أبوه ولغم كانت... في المؤامرة الأجنبية. |
Benim aradığımı bilmiyordu, numaram gizlidir. | Open Subtitles | هو لم يعرف أنه أنا رقمى مرفوع من الخدمه |
Biliyor musun, bu kelimenin ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف حتى معنى كلمة لعينة |
- İçinde ne olduğunu bilmiyordu. - Yeterince biliyor. | Open Subtitles | هو لم يعرف ما كان بداخله- عرف ما فيه الكفاية- |
- İçinde ne olduğunu bilmiyordu. - Yeterince biliyor. | Open Subtitles | هو لم يعرف ما كان بداخله- عرف ما فيه الكفاية- |
Sarhoştu. Ne yaptığını bilmiyordu! | Open Subtitles | هو لم يعرف لماذا يفعل ذالك ؟ |
bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف عندما أخبرتك، أعني... |
Burada olduğumu bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف أنّي كُنتُ هنا |
- bilmiyordu ama. | Open Subtitles | حسنا هو لم يعرف ذلك |
bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف |
O Roland Bozz'u bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف (رولاند بوز) |
bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يعرف. |