Ancak daha çarpıcı olan şey ise gelir dağılımının en tepesindeki dengesizlikte görülüyor. | TED | ولكن الأكثر إثارة للانتباه هو ما يحدث في أعلى القمة من توزيع الدخل. |
Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin, şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım. Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti. | TED | كايتريا أونيل: لقد ارسلتني إلى ذلك المكان في شارع واشنطن أمس، والآن فأنا مغطاة باللبلاب السام. هذا هو ما ملأ أيامنا. |
Natasha'nın gitar çantasının içindeki ve katilin aldığı şişe buydu. | Open Subtitles | هذا هو ما كان في حقيبة الجيتار الخاصة ب ناتاشا |
Tamam, dinle, burada istediğin kadar kalabilirsin, ahbap, ...çünkü arkadaşların da yaptığı budur: | Open Subtitles | حسناً،إبقي هنا كما تحب يا صديقي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء لبعضهم |
-Evet, Ben de bunu merak ediyordum. Neyi kutluyoruz tatlım? | Open Subtitles | أعرف هذا هو ما كنت أتساءل عنه بماذا نحتفل، عزيزي؟ |
Bir bayanın onun yaptığı şeyi ikinci kez yapması zordur. öyle değil mi? | Open Subtitles | ما فعلته هو ما تفعله السيدة مرة واحدة فقط ، أليس كذلك ؟ |
Ama benim böcekler hakkında en sevdiğim ise kendi davranışlarımız hakkında bize anlatabildikleri. | TED | ولكن أكثر ما أحبه في الحشرات هو ما يمكنها اخبارنا به عن سلوكنا. |
Gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. | TED | هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون. |
Bana öğrettiği en önemli şey ise... ...Bunun için ölmeye hazır olduğumdur. | TED | وعليه، أهمية التعليم بالنسبة لي هو ما أرغب في الموت من أجله. |
Bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. | TED | والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي |
Ve işte bu tür anlaşmalar üretken oyunlara yol açar. | TED | وهذا الإتفاق على القوانين هو ما يؤدي إلى اللعب المثمر. |
Sanırım işte bu tam da bu yüzden o listede adın var. | Open Subtitles | اظن ان ذلك النوع من الامور هو ما اوصلك على لائحتهم بالبداية |
Size göre, bir insan ne söylüyorsa, o'dur. öyle değil mi Albay? | Open Subtitles | أنت تؤمن بأن الانسان هو ما يقول بلسانه أليس كذلك حضرة العميد؟ |
Belki de Oswald herkesin dediği gibidir, oysa ben... böyle şeylere kulak tıkıyorum. | Open Subtitles | ربما أوزوالد هو ما يقول الجميع انه هو وأنا كونت فكرة خاطئة عنه |
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum, inan bana. Ama olan buydu işte. | Open Subtitles | أدري كيف يبدو وقع ادّعائي، لكن صدقًا، هذا هو ما جرى. |
güdülerini kaybedeceklerdir para sistemini desteklemek için size öğretilen budur. | Open Subtitles | سيخسرون حوافزهم. و هذا هو ما تتعلمه لدعم النظام النقدي. |
- Ben arkadaşım Javier'den bahsediyorum. - Ben de ondan bahsediyorum | Open Subtitles | أنا أتحدث عن صديقي جافيير و هو ما أتحدث عنه أنا |
Ve oradaki benim kafamdan daha büyük olan ise McDonalds, Burger King ve diğer büyük şirketlerin bizim yememiz gerektiğini düşündükleridir. | TED | والجزء الكائن هناك , وهو أكبر من رأسي هو ما تفكر ماكدونالدز وبرجر كنج والشركات الكبرى الأخرى أنه يجب علينا أكله |
Birlikte cevap arayacağımız soru ise demokrasi ekonomik büyümeyi destekliyor mu engelliyor mu olacak. | TED | والتساؤل الذي أود أن أتباحث معكم بشأنه هو ما إذا أسهمت الديمقراطية أم لم تسهم في توسعهما الإقتصادي. |
Eğer hala hayattaysa, senin gibi zeki bir kadın onu bulur. | Open Subtitles | أي يآلم سيدة مثلك يمكن أن يكتشف هو ما زال حي. |
Ama sormamız gereken temel soru: ne için tasarım yapıyoruz? | TED | لكن السؤال الرئيسي هو: ما السبب الذي نصمم من أجله؟ |
Bu çok iyi. Şİmdi sorumuz şu, bunların hangisi doğru cevap? | TED | حسن ذلك جيد. السؤال هو ما هي إذن الإجابة الصحيحة ؟ |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim doğru olan şeydir. | TED | هذا التحول في العلاقة بين الناس والقانون هو ما يجب عمله. |