"هو مجرد" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadece bir
        
    • O sadece
        
    • bu sadece
        
    • ibaret
        
    • yalnızca bir
        
    • şey sadece
        
    Tamam? Bir Budist'e göre de, Dünya sadece bir hiçliktir. TED مضبوط؟ وبالنسبة للبوذي، العالم هو مجرد الكثير من اللا شيء.
    O anda, demektir Ne, Burada küvet sadece bir küvet. Open Subtitles بمعنى, فى الحاضر, حوضك للسفر عبر الزمن هو مجرد حوض.
    O zaman sence boğma sadece bir kurtulma yöntemi mi? Open Subtitles حسناً، هل تعتقد أن الخنق هو مجرد تطبيق طريقة إذن؟
    Gelin kendisi takılıyor ve O sadece arabayı sürmek için orada. Open Subtitles وقالت إنها تدعو الطلقات وانه هو مجرد امتداد لل؟ . ركوب.
    Geçit'te bulunan bizler için aslında bu sadece bir başlangıç. Open Subtitles في الواقع، بالنسبة لأولئك منا هنافيعبارة، هذا هو مجرد بداية.
    Tuzaklarımdaki parçalar sembollerden ibaret... Open Subtitles قطع الإحجية التى أقطعها من الناس هو مجرد لتلميح
    yalnızca bir şekerleme çubuğuydu, ama gördüğüm en erotik şeydi. Open Subtitles أنا أعلم أنه هو مجرد شفاه، ولكن هذا هو الشيء الأكثر المثيرة رأيته في حياتي.
    Evet. Yani, bu sosisin söylediği şeyler sadece bir teori. Open Subtitles نعم ما أقصده، ان مايقوله هذا السجق هو مجرد نظرية
    Şimdiki zaman sadece bir çift göze yeri olan dar bir aralık. Open Subtitles الحاضر هو مجرد فتحة ضيقة مع غرفة لزوج واحد فقط من العيون
    Tüm bunlar doğal insani dürtülerdir fakat teknoloji yüzünden bu dürtüleri eyleme koymak sadece bir tuş kadar uzağınızda. TED كل هذه دوافع بشرية، لكن بسبب التكنولوجيا، فالتفاعل بناء على هذه الدوافع هو مجرد نقرة على الفأرة.
    Öz bu olacak, çünkü bu sizsiniz ve kalan her şey sadece bir ambalaj. TED لكن النواة ستكون هذا، لأن هذا أنت والباقي هو مجرد تغليف.
    Bütün bu mesele işinin aramıza girmesi olayı sadece bir bahane değil mi? Open Subtitles ذلك الموضوع بالكامل حيال عملك الذي يدور بيننا أليس هو مجرد ذريعة منكَ حينما يكون الموضوع الحقيقي يتعلق بها؟ بالتأكيد لا
    Etrafa dağılmak sadece bir taktik belki bir süre birbirinizi göremeyeceksiniz ama ben hepinizle iletişim içinde olacağım. Open Subtitles التفرق هو مجرد تكتيك، ربما لن تصبحوا على اتصال مع بعضكم البعض لبعض الوقت ولكني سأبقى على اتصال معكم.
    "Solucan deliği" sadece bir anlatım şeklidir. Solucanlarla bir ilgisi yoktur. Open Subtitles الثقب الدودى هو مجرد مصطلح لا علاقة له بالديدان
    Belki. Belki de olan biten sadece bir alan testidir. Open Subtitles ربما ، ربما ما حدث هو مجرد إختبار ما لتجربة فاشلة
    Sizin için treni götürürüm. O sadece aptal yaşlı bir adam. Open Subtitles سأنجز مهمه قطارك من اجلك هو مجرد عجوز احمق
    O, sadece seni silahına davranmaya zorlayan sinsi bir zenci. Open Subtitles هو مجرد زنجي ماكر يريد جعلك تستخدم هذا السلاح
    doğru o cidden tuhaf biri ne zaman baksam beni kesiyor buraya bakmıyor O sadece yaşlı bir adam ürkütücü yaşlı bir adam onu görmeliydin kokusu, oh,tanrım tadını alabilirdin evin anahtarı var onda biliyorsun değilmi? Open Subtitles اليمين. هو مجرد زاحف. في كل مرة فما استقاموا لكم فاستقيموا بحث، يكون عنيدا ويحدق في وجهي.
    Bu nedenle, bir açıdan bu sadece elektronik sağlık kaydının temel bir kodlaması. TED من جهة، هذا هو مجرد إعادة ترميز للسجل الطبي الالكتروني.
    Ya da belki daha kötüsü bu sadece sahte bir amaç uğruna birbirimizi denemeye ikna ettiğimiz sahte bir duygu mu? TED أم، ربما أسوأ، هل هو مجرد تركيب، بعض المفاهيم المزيفة التي نتصورها عن بعضنا البعض لنحاول التعايش مع إحساس أو هدف مزيف؟
    Ama koşarken zaman tutmak. Zaman, insanların uydurduğu sayılardan ibaret birşey. Open Subtitles لكنك تنظر للوقت أثناء ركضك و الوقت هو مجرد أرقام اخترعها الناس
    Fahişe için, zaman yalnızca bir diğer numaradır. Open Subtitles وبالنسبة للعاهرة فإن الوقت هو مجرد خدعة أخرى
    Bu maceradan kazandığımız tek şey sadece neşe, ve sonuçta neşe hayatın sonu. TED ما نجد من هذه المغامرة هو مجرد السعادة، والسعادة في الأخير هي منتهى الحياة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more