Bu muhabir, hırsızın Kurt Adam gibi bir canavar olduğunu söylemiyor. | Open Subtitles | لست أقول أن القط السارق هو وحش بشري مثل المستذئب |
Bence karşımızda bir canavar yok. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد هو وحش بأنّنا نتعامل مع هنا. |
Dolayısıyla katil bizim için akıl almaz bir canavar haline gelir. | Open Subtitles | هذا القاتل بالنسبة لنا هو وحش لا يمكن فهمه |
Eklemleri biraz esnektir ve en sevdiği hayvan Ness Gölü canavarı'dır. | Open Subtitles | و هو مرح جداً و حيوانه المفضل هو وحش بحيرة نيس |
Typhon, Zeus'a meydan okuyan son derece güçlü, kuvvetli bir canavardır. | Open Subtitles | التيفون هو وحش ضخم وهائل للغاية و يعتبر تحدي لزيوس نفسه |
Parmak katilinin bir canavar olduğunu yazmışlar. | Open Subtitles | يقال في الجريده ان القاتل بصمة الابهام هو وحش |
Bu gerçek bir canavar, bir aşk hikayesi yaşamak değildir veya asil bir ırkın soyundan, cehennemden bir canavar. | Open Subtitles | هو وحش حقيقي و هو لا يعيش قصة حب أو هو منحدر من سلالة نبيلة ، إنه وحش قادم من الجحيم |
bacağını sakatlayan selam Bay starbuck çok iyi biliyorsun ki o lanetli bir canavar ve ben onu cehennemin ateşleri içinde ve tüm dağlarda arayacağım. | Open Subtitles | وعرج رجليك؟ نعم سيد أستاربيك انت تعلم جيدا كيف هو وحش ملعون |
İngilizlerin vatanseverlere karşı kullandıkları bir canavar mı? | Open Subtitles | منذ وقت بعيد إذا ، هو وحش ما استخدمه البريطانيين ضد الوطنيين؟ |
Çocukluğumdan beri saygı duyduğum adamın bir canavar olduğunu bilemeyeceğimi. | Open Subtitles | ومن المُحال أن أعرف أن ذلك الرجل الذي كُنت أنظر إليه بإحترام منذ كُنت طفلاً ، هو وحش لتلك الدرجة |
"Eğer deli değilse, yaptığı şeyi isteyerek yapmışsa, o bir insan olamaz, o bir canavar." diyordu. | Open Subtitles | "حسنا اذا لم يكن مجنونا وهو فعل ما فعل" "فهو ليس أنسان هو وحش" |
Benim evlendiğim adamın bir canavar olduğu gerçeğini görmezden gel! | Open Subtitles | أتجاهل حقيقة أن الرجل الذي تزوجته هو وحش! |
Evlendiğim adamın bir canavar olduğu gerçeğini boş ver! | Open Subtitles | أتجاهل حقيقة أن الرجل الذي تزوجته هو وحش! |
Ama burada beşiğin içindeki yaratık artı dokuz bir kaka canavarı. | Open Subtitles | إلا أن الوحش بداخل المهد هو وحش تغوط من المستوى التاسع |
Ayı hedefi değişti. Hedef ayı artık, "Bal canavarı" | Open Subtitles | لقد تم تغيير الهدف الهدف الجديد هو وحش العسل |
Bizim baskımız sadece mide canavarı için vardır! | Open Subtitles | كل ما عليهم القلق منه هو وحش السرة |
Hani babanın alıntıladığı kısım vardı ya, Odise Destanı'nda, Skylla altı başlı bir canavardır ve onu geçmek için altı askeri feda etmen gerekir. | Open Subtitles | حسناً، ذلك الإقتباس الذي تمسك به أباك ،"في ملحمة "الرحلة الطويلة سيلا" هو وحش بسّتة رؤوس، يتطلب" التضحية بستّة جنود لكي يعبروا |
Hesap günü başlı başına bir canavardır. | Open Subtitles | يوم الحساب هو وحش لنفسه. |
Aşk tuhaf bir canavardır. | Open Subtitles | الحب هو وحش غامض. |