"هو يَجِبُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmalı
        
    • gerekiyor
        
    • gerek
        
    Anlıyorum, o zaman, şu besbelli Bayan Purdy, bu delikanlıdaki seni etkileyen şey neyse çok iyi gizlemiş olmalı. Open Subtitles أَرى، حَسناً، ثمّ، من الواضح، الآنسة بوردي، مهما تَرى في هذا الشابِّ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مدفونَ جداً بشكل جيد جداً.
    Ne kadar güç olursa olsun, onun için bu bir işkence olmalı. Open Subtitles بالرغم من أنَّه قاسيُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ تعذيباً
    Hayır, olaydan sonra masuma göz kulak olması gerekiyor. Open Subtitles لا، هو يَجِبُ أَنْ يَبْدوَ بريء إثر الحقيقة.
    Ona göre bütün lambaların 60-watt olması gerekiyor. Open Subtitles هو يَجِبُ أَنْ يَأخُذَ واطاً 60 المصابيح في كُلّ المصابيحِ.
    Zamanını internette geçirmesi gerek, nasıl olur da tek reklam bile görmez? Open Subtitles هو يَجِبُ أَنْ يَصْرفَ كامل حياتِه على الإنترنتِ , لذا كيف مَا سَبَقَ أَنْ رَأى أفردَ إعلاناً؟
    Onun sana tavsiye vermesi gerek. Open Subtitles إذا أيّ شئِ، هو يَجِبُ أَنْ يُعطيك النصيحة.
    - Mezarında gülüyor olmalı topal. Open Subtitles سَأُراهنُ بأنّك لَن تقاوم عندما ننزع عنك هذه الساق ، أليس كذلك؟ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ في قبرِه كـسـيـحـاً
    O halde şu yeni restaurant tam senin ihtiyacına göre olmalı. Open Subtitles ثمّ، هذا المطعمِ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ المثاليينَ لَك.
    Anlıyorum, o zaman, şu besbelli Bayan Purdy, bu delikanlıdaki seni etkileyen şey neyse çok iyi gizlemiş olmalı. Open Subtitles أَرى، حَسناً، ثمّ، من الواضح، الآنسة بوردي، مهما تَرى في هذا الشابِّ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مدفونَ جداً بشكل جيد جداً.
    Sana tekrar ve tekrar söylediğim gibi şöyle olmalı;... Open Subtitles كما أخبرتُك مراراً وتكراراً، هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ،
    Dönüp dolaşıp konuyu buna getirdiğine göre, senin için önemli olmalı. Open Subtitles هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مهمَ إليك، منذك قيثارةِ عليه.
    Sanırım bu şekilde olmalı. Open Subtitles حَسناً، ذلك الطريقُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ، أَحْزرُ.
    Benden bir şey almadığı için kazanarak alması gerekiyor. Open Subtitles حَسناً، إذا هو سَيَأْخذُ أيّ شئَ منّي، هو يَجِبُ أَنْ يَرْبحَه، حَسَناً.
    Gelecek haftaya kadar kararını vermesi gerekiyor. Open Subtitles هو يَجِبُ أَنْ يُقرّرَ بحدود الإسبوع القادم.
    Bu taraftan gelmesi gerekiyor. Open Subtitles هو يَجِبُ أَنْ يَجيءَ هذا الطريقِ.
    Söyle ona, eğer benimle 7 ömür daha evli kalmak istiyorsa... bana bazı sözler vermesi gerekiyor. Open Subtitles أخبرْه إذا اُرادُ قضاء سبعة أعمارِ مَعي... هو يَجِبُ أَنْ يقوم بَبعْض الوعودِ. هَلْ هو مستعدّ؟
    Söyle ona, eğer benimle 7 ömür daha evli kalmak istiyorsa... bana bazı sözler vermesi gerekiyor. Open Subtitles أخبرْه إذا اُرادُ قضاء سبعة أعمارِ مَعي... هو يَجِبُ أَنْ يقوم بَبعْض الوعودِ.
    Gerçekten böyle olması gerekiyor. Open Subtitles الذي كَمْ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ. حقاً.
    - ...ama önce Şairlik dersini geçmesi gerek. - Bak! Senin eşyalarını alan çocuk! Open Subtitles لكن أولاً هو يَجِبُ أَنْ يَعْبرَ الشعرَ انظر!
    Sadece, kocanızın bilmesini istedim ki bunu aşacaksa harekete geçmesi gerek. Open Subtitles أنا فقط أردتُ زوجَكَ أَنْ يَعْرفَ... هو يَجِبُ أَنْ يَتّخذَ إجراءَ إذا هو سَيَعْبرُه.
    "Bu oldukça büyük bir kuş olsa gerek." Open Subtitles "هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ a طير كبير جداً."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more