Acı gerçek şu ki, kenar mahalle çocuklarının büyük bölümü ilk uyuşturucu deneyimlerini daha 5. sınıfta yaşıyor. | Open Subtitles | الحقيقه المؤلمه هى أنه نسبه كبيره من أطفال المدينه يقوم بالتجربه الأولى للمخدر فى الصف الخامس |
Ama gerçek şu ki, vücudunda içtenliksiz tek bir kemik bile yok. | Open Subtitles | الحقيقة,هى, أنه ليس لديك عظام خادعة فى جسدك |
Gerçek şu ki başka kızlar da olacak. | Open Subtitles | ..الحقيقة هى أنه سيصبح هناك بعض الفتيات الأخريات |
Gerçek şu ki burada hatırlanmaya değecek bir kişi bile yok. | Open Subtitles | حسناً ، الحقيقة هى أنه ما من شخص واحد بهذا المكان يستحق أن نتذكره |
Gerçek şu ki, bu okula geldiğim her gün, gelmek zorunda olduğum günlerden bir tanesinin eksildiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | و الحقيقة هى أنه فى كل يوم على أن آتى فيه لهذه المدرسة هو يوم مهدور من حياتى |
Ama gerçek şu ki masum bir adamı hapse tıktı. | Open Subtitles | ... ولكن الحقيقة هى أنه أرسل رجل برئ إلى السجن |
Yani gerçek şu ki, bir anne olma konusuna gelirsek ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | والحقيقة هى أنه عندما يتعلق الأمر بكوني أُماً؛ فإنه لا يكون لدي ادنى فكرة عما أفعله |
Problem şu ki kimse bu iddiasını kanıtlayamıyor. | Open Subtitles | المُشكلة هى أنه لا يوجد شخصاً ما يُمكنه دعم حجة غيابها |
Gerçek şu ki, sana ihtiyacı var, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | الحقيقة هى أنه يحتاجكِ, أنتِ تعرفين هذا |
Çünkü gerçek şu ki korkulacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هى أنه ما من شئ لنخاف منه |
Marlow anlatmıştı. Olay şu ki o güvenilmez bir anlatıcıydı. | Open Subtitles | المشكلة هى أنه راوى لا يعتمد عليه |
Gerçek şu ki, bugün hiç kimse gerçekte neye benzediğini bilmiyor. | Open Subtitles | الحقيقة هى أنه لا أحد يعلم كيف يبدو " ريدينجتون " اليوم |
Gerçek olan şu ki, o seni çok seviyor. | Open Subtitles | الحقيقة هى أنه يحبك كثيراً |
Gerçek şu ki... | Open Subtitles | الحقيقة هى أنه... |