Ve bu ülkedeki hiçbir jüri beni suçlu bulmazdı. | Open Subtitles | ولا توجد هيئة مُحلفين بهذه البلاد يُمكنها إدانتيّ |
Hakim mahkemeye devam kararı verse bile elimizde onu suçlu bulacak jüri kalmayacak. | Open Subtitles | حتى لو وافقت القاضية على المُضي مع المحاكمة، لا تُوجد هيئة مُحلفين ستُدينه مع ما تبقى لدينا. |
Peki yeni bir numara geldiğinde jüri koltuğuna yapışıp kalmış olursam? | Open Subtitles | ولو كنتُ عالقا في هيئة مُحلفين حينما يأتي الرقم التالي؟ |
Eğer adil bir yargılama şansı verilirse ve aynı şekilde adil jüri üyeleriyle Amerika'da onun masum olduğuna inanmayacak 12 kişi yoktur. | Open Subtitles | أؤمن أنها لو حصلت على محاكمة عادلة بواسطة هيئة مُحلفين من زملائها ليس هُناك 12 شخص في أمريكا |
Federal büyük jüri önünde ifade vermek için mahkeme celbiniz var. | Open Subtitles | لقد تم إستدعائك لتظهر أمام هيئة مُحلفين فيدرالية |
Çalışıyoruz diye bizi suçlamak için büyük bir jüri toplayamaz. | Open Subtitles | لا يُمكنه أن يطلب إنعقاد جلسة إستماع أمام هيئة مُحلفين كُبرى لإتهامنا بتلك الإتهامات |
Büyük jüri toplandı. | Open Subtitles | تم إصدار أمر لعقد جلسة إستماع أمام هيئة مُحلفين كبرى |
Sonra kolaylıkla satın alınabilen, 12 tane aptal jüri üyesi ve yalancı avukatınla mahkeme salonuna çıkarsın. | Open Subtitles | إن هيئة مُحلفين من 12 شخصاً غبياً يقعون بسهولة تحت تأثير الأثرياء إنهم محامون أثرياء وأشرار قد يفعلون أي شيء إلا إخبارك الحقيقة ، هؤلاء هم الذين سيحاكمونك |
Senin duygularına ortak olmayacak bir jüri yok. | Open Subtitles | أيّ هيئة مُحلفين ستتعاطف معكِ. |
Ne kadar garip. Çünkü Jones jüri heyeti soruşturması için sizin faaliyetlerinizle ilgili yeminli ifade vermişti. | Open Subtitles | حسناً، هذا غريب، لأنّ (جونز) كان شاهداً في تحقيق هيئة مُحلفين كُبرى في نشاطاتك. |
Yeminli ifade jüri heyeti tarafından mühürlenmiş. | Open Subtitles | -الشهادة خُتمت بواسطة هيئة مُحلفين كُبرى . |