Hetty, Asistan Yönetici Granger diyor ki yeniden atanmışım. | Open Subtitles | هيتى ,مساعد المدير جرانجر يقول أننى تم اعاده تعيينى |
Müdür Yardımcısı Granger ve operasyon müdürüm Hetty Lange. | Open Subtitles | من قبل مساعد المدير جرانجير و مديره العمليات خاصتى هيتى لانج |
Süreci hızlandırmak için Hetty birkaç kişi getirdi. | Open Subtitles | هيتى مازل يجلب لى المزيد من البيانات لاعالجها |
Sen Hetty'ye aldırma. Ben onu sakinleştiririm. | Open Subtitles | لا تقلق بخصوص هيتى سوف أقوم بتهدئتها .. |
Hetty çok kötü hediye alıyorsun. | Open Subtitles | هيتى,انتى سيئه فى اعاده اهداء الهدايا |
Kensi ve Deeks'in vurdukları adamın kimliğini tespit ettim, Hetty. | Open Subtitles | هيتى, لقد حددت هوية الرجل الذى قُتِل من (ديكس) و(كينزى) |
Hetty, Dicko'yu hatırlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هيتى .. أنت تذكرين ديكو .. |
Hetty haklı. | Open Subtitles | حسنا .. هيتى على حق .. |
O dansçıyı etkilemek içindi. Hetty miydi? | Open Subtitles | محاولاً أن توقع التأثير على تلك الراقصة، (هيتى ) ، ألم يكن ذلك اسمها؟ |
İlk aşkı Hetty Kelly evlendi ve 25'inde öldü. | Open Subtitles | (هيتى كيلى)، حب (تشارلى) الأول تزوجت من سياسىّ وفارقت الحياة عن عمر يناهز الخامسة والعشرين |
Sen harika bir operasyon amirisin Hetty. | Open Subtitles | انت مديرة عمليات رائعة هيتى |
Hetty'nin bildiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدى أن هيتى تعلم؟ |
Bence, Hetty her şeyi bilir. | Open Subtitles | هيتى تعلم كل شئ على ما أعتقد |
Hetty, bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | أستطيع تصحيح هذا,هيتى |
Hetty, tuzağa düşürüldük. | Open Subtitles | هيتى لقد تعرضنا لكمين |
Hetty söylediğinde daha iyi oluyor. | Open Subtitles | بدء أفضل عندما قال هيتى ذلك. |
Saldırganların kimliğini bulamadım, Hetty ama evin önünde ölen üç kişi Karposev'in korumalarıydı. | Open Subtitles | الآن, هيتى ليس لدىَ تعريف للمطلقين ولكن الضحايا الثلاث أمام المنزل كانوا حراس (كاربوسيف) |
Uslu olursam, Hetty bana ABD'de iş bulma sözü verdi. | Open Subtitles | إذا نجح الأمر, (هيتى) وافقت على أن تساعدنى فى إيجاد وظيفة فى أمريكا |
Umarım Hetty, Eric'in otel kameralarına girmesini sağlar. | Open Subtitles | حسناً, لنأمل أن تتمكن (هيتى) من إيصال (ايريك) لكاميرات الفندق |
Hetty artık silah eğitimi alabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | قالت (هيتى) أنه يمكننى بدء التدريب بسلاح |
- Haiti'ye gidip yetimhane açarız. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب إلى (هيتى وبناء دور الايتام |