| Peder Herman onun yolundan gidecek birini bulduğuna adı gibi eminmiş. | Open Subtitles | اهتم الولد بالفكار الروحية والاب هيرمان كان متاكد انة وجد شخصا |
| Pee-Wee Herman için yaptığım merdivenleri hatırlattı. | TED | يذكرني الأمر بالسلالم التي صممتها لعرض بي وي هيرمان. |
| Sana Herman'dan bahsetmenin zamanı geldi mi pek emin değilim. | Open Subtitles | أتسائل اذا كن حان الوقت لأخبرك عن هيرمان |
| Herrmann, ikimiz en üst kata çıkıp aşağıya doğru ineceğiz. | Open Subtitles | هيرمان , أنت وأنا للطابق العلوي و سنشق طريقنا للأسفل |
| Otis, Vargas, Casey ve Herrmann dördüncü kattakini işlerini bitirdiler ve aşağıya geliyorlar. | Open Subtitles | أوتيس , فارغاس , كيسي و هيرمان أخلو الطابق الرابع و يتوجهو للأسفل |
| Amatör bir ressam olan Hermann, görsel algının kişiden kişiye nasıl değiştiğinden büyülenmişti. | TED | باعتباره فناناً هاوياً كان هيرمان مفتوناً باختلاف الإدراك البصري من شخصٍ لآخر. |
| Ardından bana Herman Melville'nin Galapagos Adaları'ndan Encantadas'ın tarifini okudu. | Open Subtitles | ثم قرأ لى وصف "هيرمان ملفيل " لجزر الجالاباجوس المسحورة |
| Herman Melville Tanrının Dünyaya balina olarak döneceğine inanırdı. | Open Subtitles | إعتقد هيرمان ميلفيل الطير يرْجع إلى الأرضِ كحوت |
| Belki Herman vazgeçmeden önce onun bir ülkeyi patlattığını görmek ister. | Open Subtitles | ربما هيرمان يود أن يراها يفجر البلاد قبل أن يستسلم |
| NASIL BiR HIRS iSE Herman... BUTUN DUNYA BUNU ORNEK ALMALI. | Open Subtitles | هذا العالمِ يُمْكِنُ أَنْ يَستعملَ أكثر بكثير منه، هيرمان. |
| Yakında Üstğm. Herman Schultz olmayacak. | Open Subtitles | قريبا ، سوف اللفتنانت هيرمان شولتز لا تعد موجودة. |
| Herman fikrini cesaretle savundu ve yasaları biliyor. | Open Subtitles | هيرمان فقط.. كانت لديه الشجاعة لمواجهة القاضي, وهيرمان فقط الذي يبدو أنه يعرف شيئاً عن القانون |
| - Herman, ne olduğuna bakayım mı? | Open Subtitles | هيرمان.. هل تريدني أن أذهب وأتفقد ما يحدث بالغداء؟ فكرة جيدة يا نيك؟ |
| Bence ihtiyacımız olan kişinin bize sunacak bir şeyleri olmalı, tıpkı Mark Herman gibi. | Open Subtitles | تَعْرفُ، الذي نَحتاجُ ناسَ بالمادةِ لعَرْض، مثل مارك هيرمان. |
| "Herman hayvanların ve balıkların kıyımını her gördüğünde hep aynı şeyi düşünürdü: | Open Subtitles | في كثير من الأحيان وكما كان هيرمان قد شهد ذبح الحيوانات والأسماك، كان دائما لديه نفس الفكره: |
| Herman gibi davranarak mahvetme bunu. | Open Subtitles | لا تُفسد هذه المسرحية بأن تتصرف بحماقة مثل هيرمان |
| Herrmann! Manga olay yerinde. En az iki adamımız bodrumda hareket etmiyor. | Open Subtitles | هيرمان فرقة الإنقاذ وصلت لدينا على الأقل شخصان لا يتحركان في القبو |
| - Herrmann nasıl? - Lakeshore'a doğru gidiyor. Bir hatta daha ihtiyacım var! | Open Subtitles | كيف حال هيرمان في طريقه للمستشفى أريد سماً اّخر عمل جيد أيها المرشح |
| Evet, olabilir. Bay Herrmann? | Open Subtitles | أجل , بالتأكيد , هذا يبدو جيداً سيد هيرمان , أنا ديفيد تالبوت |
| Ne yazık ki testi yayımladıktan bir yıl kadardan az süre içinde Hermann Rorschach aniden öldü. | TED | للأسف، بعد أقل من عام بعد نشر الاختبار، توفي هيرمان رورشاخ بشكل مفاجئ. |
| Hermann Braun'u eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | هيرمان براون هل تقبل بهذه المرأة كزوجة لك |
| Bana bir daire lazım. Hermann dışarı çıkmadan önce yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | اود أن امتلك شقتي الخاصة لدي الكثير لكي اعمله قبل خروج هيرمان |
| Bay Harman, Chumhum'ın Güvenlik Filtresinin ırkçılık niyeti taşıması ihtimali var mıdır? | Open Subtitles | سيد هيرمان هل ممكن أن يكون لمصفي الأمان نوايا عنصريه؟ |