"هينرى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Henry
        
    John W. Henry, Liverpool Futbol Kulübü'nün sahibi. Open Subtitles جون و . هينرى . مالك نادي ليفوربول لكرة القدم
    O hafta sonu, Henry Paulson ve New York Merkez Bankası başkanı Timothy Geithner büyük bankaların CEO'larıyla Lehman'i kurtarmak için acil bir toplantı yaptılar. Open Subtitles فى نهاية الأسبوع كل من هينرى بولسون و تيموثى جيتنر رئيس بنك نيو يورك للاحتياطى الفيدرالى فيكرام بانديت مدير سيتى جروب
    Ben eve gidip üzerimi değiştireceğim. Henry'i olay yerinde gören bir görgü tanığı var. Onu kontrol et, bize yardımı dokunacak bir şey bulabilecek misin bir bak. Open Subtitles سأذهب للبيت و أغير ملابسى , هنالك شاهد عيان يضع "هينرى" فى مسرح الجريمة, أنظر فى أمره , أنظر إذا ما كان هناك شيئاً تجده يمكنه مساعدتنا.
    - Beni tanımıyorsun Henry. Ama beni buraya Nick Kinross gönderdi. Çünkü bu tür davalarda tecrübeliyim. Open Subtitles أنت لا تعرفنى , "هينرى" , لكن "نيك كينروس" أرسلنى لهنا لأنى خبير بقضايا مثل هذه.
    Evet. O Henry'e değer verirdi. Onu aradım. Open Subtitles نعم , كانت تعتنى بـ "هينرى" , أتصلت بها , أخبرتها أن العالم يستحق أن يرى كتاب "هينرى" الجديد.
    Margaret'ın evine gitmek için otelden taksiye bindim. Ama Henry çoktan oraya gidip ayrılmıştı bile. Open Subtitles أخذت الحافلة من الفندق لشقة "مارجريت" , لكن "هينرى" كان قد وصل لهناك و رحل.
    Henry, Margaret'a maddi olarak destek oluyordu. - Ona bir ev aldı, masraflarını ödedi... Open Subtitles كان "هينرى" يدعم "مارجريت" مالياً , أشترى لها شقة , دفع لها رهناً.
    Henry. Bu abim Ray. Özel dedektif. Open Subtitles "هينرى" هذا أخوى "راى" , هو محقق خاص , هو يبحث فى أمر جار "مارجريت" الشاهد الذى يضعك فى مسرح الجريمة.
    Henry, ben senin avukatınım. Open Subtitles "هينرى" أنا محمايك , أنا هنا لمساعتدك , نحن هنا لمساعدتك.
    - Neden? - Ona ihanet etmiştim. Onu anlamanız gerek, onun zihninde, Margaret, Henry Kettle idi. Open Subtitles لقد خنتها , عليك أن تفهم , فى عقلها "مارجريت" كانت "هينرى كيتل", فقط هى يمكنها كتابة كتاب تحت هذا الاسم.
    Henry Margaret'ın dairesine gider. Kızgındır, yazdıklarını çalmasına tepki gösterir. - Evet. Open Subtitles "هينرى" يذهب لشقة "مارجريت" , هو غاضب , يواجهها بسرقة صفحاتة, يتجادلون , ثم يرحل , "مارجريت مازالت على قيد الحياة.
    - Para için! Miller'ın elinde Henry'nin yeni kitabı vardı. Bir servet değerinde olduğunu biliyordu. Open Subtitles "ميلر" لديه كتاب "هينرى" الجديد , و يعلم أنه يساوى ثروة, يبيعه و يحصل على عمولة كبيرة.
    - Ben de istemiyorum. Margaret'ı Henry öldürmedi ama kimin yaptığına biliyor olabilirim. Open Subtitles أنا كذلك , "هينرى" لم يقتل "مارجريت" , لكنى ربما أعرف من قام بذلك.
    Adli Tıp bunları Henry'nin tırnak izleri olduğunu sandı. Open Subtitles الـ "أم أى" ظنت أنها من أظافر "هينرى" , أنا لا أعتقد ذلك.
    Henry Kettle'a ait el yazması bir eserin ne kadar edeceğini biliyor musunuz? Open Subtitles -هل تعلم كم يستحق كتاب جديد من "هينرى كيتل"؟
    Fark etmez ki. O Henry Kettle. Milyonlarca satabilirdim. Open Subtitles , لا يهم , إنه "هينرى كيتل " , كنتُ لأبيعه بملايين.
    Nick 15 yıldır Henry'nin avukatlığını yapıyormuş. Telif hakkı, yayıncılık hakkı falan. Open Subtitles -نيك" كان محامِ " هينرى" منذ 15 عاماً , حِفظ الحقوق , النشر" .
    Bugün, pek göz önünde olmayan inzivaya çekilmiş yazar Henry Kettle'ın duruşmasında ilk gün. Aslında son yıllarda yazdıklarından çok gizemli hayatı ile gündeme geliyordu. Open Subtitles اليوم , بالطبع اليوم الأول لمحاكمة الكاتب المنعزل "هينرى كيتل" , رجل نادراً ما نراه فى العلن, حقيقةً , رجل معروف بحياته السريه أكثر من الكتابة فى السنوات الماضية.
    Kettle, kız kardeşi Margaret'ı acımasızca öldürmekle suçlanıyor. Henry Kettle hakkında bir süredir üzücü dedikodular dönüyor. Bazıları bu sıra dışı dâhinin resmen deli olabileceğini söylüyor. Open Subtitles كيتل" متهم بقتل أخته "مارجريت" , للأسف الشائعات كانت تحوم" حول "هينرى كيتل" لبعض الوقت أن العبقرى غريب الأطوار ربما يكون مجنوناً من الناحية القانونية.
    - Sonunda etti. Henry dışarıdayken onu aldı. Şehirdeki otelime getirdi. Open Subtitles -فى النهاية , أجل , لقد أخذته عندما كان "هينرى" فى الخارج , أحضرته لى فى فندقى فى البلدة , عندما علم "هينرى" بالأمر , أتصل بى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more