Ama ona en kısa zamanda söylemelisin. Eğer bir sebeple öğrenirse hiç de hoş şeyler olmaz. | Open Subtitles | عليك أن تخبريها في القريب العاجل, أعني لو إكتشفت أمركم بطريقة ما, فلن يكون الأمر هيّناً. |
Buraya getirmek hiç de kolay olmadı, ama işte burada. | Open Subtitles | "لم يكن هيّناً ليُجلب هنا، ولكن ها هو ذا" |
Hanımefendi sizin için bu kolay değil anlıyoruz. | Open Subtitles | "سيدتي، نحن نفهم أن الأمر ليس هيّناً بالنسبة لكِ" |
Bay Briganza ile konuşacağımı söylemiştim. o kadar kolay değil. | Open Subtitles | أخبرتك أني سأتحدّث إلى (بريغانزا) لكن يا (مونتي)، الأمر لن يكون هيّناً |
Sana şu an diyebilirim ki, bu hiç de çocuk oyuncağı değildi. | Open Subtitles | "لأنني أقدر مصارحتك الآن لم يكن الأمر هيّناً" |
Sana şu an diyebilirim ki, bu hiç de çocuk oyuncağı değildi. | Open Subtitles | "لأنني أقدر مصارحتك الآن لم يكن الأمر هيّناً" |
Buraya getirmek hiç de kolay olmadı, ama işte burada. | Open Subtitles | "لم يكن هيّناً ليُجلب هنا، ولكن ها هو ذا" |
Tanrım, bu hiç kolay değil Simon. Özellikle şu anda. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً هيّناً (سايمين) خصوصاً الآن |
Benim için kabul etmesi kolay değil ... | Open Subtitles | ليس هيّناً عليّ الإعتراف ... |