Sonny, bu ihtimalden de öte kesin birşey. | Open Subtitles | سوني , هي أكثر من فرصة , أنه يقيني |
Hatta iyiden de öte. | Open Subtitles | في الحقيقة, هي أكثر من بخير |
Tatlım, bu hayali bir hikayeden çok öte. | Open Subtitles | .عزيزي، هي أكثر من تزييف |
Tatlım, bu hayali bir hikayeden çok öte. | Open Subtitles | .عزيزي، هي أكثر من تزييف |
Görüyorsunuz ki, sıvı metal bataryanın hikâyesi bir teknoloji icat etmekten daha fazlası, bu bir mucit yetiştirme planı, tam spektrum. | TED | كما ترون، قصة بطارية المعدن السائل هي أكثر من مجرد قصة لابتكار تكنولوجي، إنها مخطط لابتكار مخترعين، الطيف الكامل. |
Ve bir bakıma, Afrika, genellikle bir trajediden daha fazlası. | TED | وعلى نحو ما أفريقيا هي أكثر من مأساة، و على أكثر من صعيد |
Sadece patlamalardan daha fazlası, yani kimya her yerde. | TED | الكيمياء هي أكثر من مجرد انفجارات، إنها في كل مكان. |
Duygusal çeviklik yalnızca duyguların kabulunden çok daha fazlası. | TED | لكن المرونة العاطفية هي أكثر من مجرد تقبل المشاعر. |
Tam olarak, bir erkekten daha fazlası. Adı Necromancer. | Open Subtitles | في الحقيقة هي أكثر من ذكر أسمه مستحضر الأرواح |
Venedik bir şehirden çok daha fazlası. | Open Subtitles | البندقية هي أكثر من مجرد مدينة إنَها شاطئ |
Matematik okulda gördüğünüz bir konudan çok daha fazlası. | TED | الرياضيات هي أكثر من مجرد مادة دراسية. |