"هي أول" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilk
        
    Japon hükümeti belkide önce 3 sonra 2 milyar daha yatırıma karar vererek bu alanda bir ilk oldu. TED وكانت الحكومة اليابانية تقريبًا هي أول من قرر أن يستثمر أول 3 مليارات ثم 2 مليار في ذلك المجال
    Tüm bunlar, CAR T hücrelerinin tıpta ilk canlı ilaç olduğu anlamına gelir. TED كل ما يعنيه هذا أن خلايا كارتي هي أول علاج بيولوجي عرفه الطب.
    Bu adam ilk kez vuracak, Haydi sert birşeyler atmalısın Open Subtitles هذه هي أول ضربات الشاب يجدر بك الإتيان بشئٍ جيد
    Yemekte 13 kişiydik ve masadan ilk ayrılan o oldu. Open Subtitles كنا 13 شخصًا على العشاء وكانت هي أول من ينهض
    Buradaki ilk yemeğini istedim ve süper boy olsun mu diye sordular. Open Subtitles ها هي أول وجبة في هذه المدينة وسألتني أيضاً عن الحجم السوبر
    O batılı gözlerle baktığın zaman gördüğün ilk şey kahverengi deri. Open Subtitles عندما تنظرين بتلك العيون الغربية البشرة البنية هي أول شيئ ترينه
    Peki ya hizmetçi, Margarita? Cesedin yanında ilk o vardı. Open Subtitles ماذا عن مارغريتا مدبرة المنزل هي أول من رأت الجثة
    Bu kabukları olağanüstü yönlendirme kabiliyeti omurgasızlar arasında alet kullanımının ilk bilinen örneğidir. Open Subtitles قدرته المدهشة على استخدام القشور هي أول دليل معروف لاستخدام الأدوات بين اللافقاريات
    Uzun zamandır ilk kez sizin grubu aramıza almayı düşündük. Open Subtitles مجموعتكم هي أول مجموعة نفكّر في ضمّها منذ زمن طويل.
    Brakebills tam anlamıyla peri masalı olmayan kendimi iyi hissettiğim ilk yer. Open Subtitles براكيبيلس هي أول مكان اشعر أنني بخير فيه انها ليست حرفيا خرافة
    İşte size ilk can alıcı nokta. Şehirler popülasyon bombasını etkisiz hale getirdi. TED ولذا فأن هذه هي أول لكمة نزعت المدن فتيل القنبلة السكانية
    İlk proje arkadaşlarım için hazırladığım bir tatil kartı. TED بطاقة العطلة هذه هي أول مشروع صنعته لأصدقائي.
    Bu çekindiğim ilk fotoğraf üstelik ilk bikini giyişim dahası henüz regli bile olmamıştım TED هذه الصورة هي أول صورة أخذتها، وهي أيضا المرة الأولى ألبس فيها البيكيني، ولم أكن وصلت سن البلوغ بعد.
    Yani, cinsiyeti erkeklere görünür yapmak, erkekleri cinsiyet eşitliğini desteklemeye çekmenin ilk adımıdır. TED إذاً، جعل نوع الجنس مرئياً بالنسبة للرجال هي أول مرحلة لحث الرجال على دعم المساواة بين الجنسين.
    Şifrelenmiş döviz bu evrimin ilk adımı. TED العملات المشفرة هي أول خطوة في ذلك التطور.
    Birçoğunuz bilmeyebilir ama mantarlar karada yaşamaya başlayan ilk organizmalardır. TED معظمكم قد لا يعلم أن الفطريات هي أول الكائنات على سطح الأرض
    Kendisi Fortune 500 şirketlerinden olan Xerox'un ilk Afrikan-Amerikan kadın CEO'su. TED هي أول أنثى أمريكية أفريقية تعمل بصفتها مديرة تنفيذية لشركة مدرجة في فورشن 500، تابعة لزيروكس.
    Bu problem üzerinde çalıştığımızı bilen yoktu ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum. TED لم يكن أحد يعلم بأننا نعمل على حل هذه المشكلة وهذه هي أول مرة أشارك فيها ما قمنا باكتشافه.
    öğretmenin her sorusuna ilk parmak kaldıran olduğunu, TED و حين يسأل المدرسون أسئلة، كانت هي أول من يرفع يدها.
    Natasha: milyon kere gördüm bu resimleri ama bugün ilk kez hikayemi sunuşunu izlerken TED نتاشا: لقد رأيت الصور ملايين المرات، لكن اليوم هي أول مرة أراه بالفعل يقدم العرض كاملا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more