40 yaşlarında bekar bir kadın olan komşuları aynı zamanda köyün ebesiydi. | Open Subtitles | الجارة، و هي امرأة عازبة في الأربعينات من عمرها كانت قابلة القرية |
Bu öykünün asıl kahramanları, Rose Mapendo adlı genç bir kadın ve çocukları. | TED | والأبطال في هذه الحكاية هي امرأة صغيرة وهي روز مابيندو وأطفالها |
Unutmayın, bu kadın bırakın gece seyahat etmeyi toplu taşımaya binmeye bile alışkın olmayan bir kadın. | TED | الآن، أذكركم، هي امرأة لم تكن تأخذ النقل العمومي أبدا، وحدها في الليل. |
Hailey, çok zeki bir genç hanım. | Open Subtitles | التلميذة (هايلي) هي امرأة ذكية وشابة |
Bir kaç yıl önce bu doğru olabilirdi ama şimdi o bir sürü insana yardım eden harika bir insan. | Open Subtitles | .. ذلك ربما يكون صحيحاً منذ سنوات بعيدة لكنها الان هي امرأة لطيفة ورائعة |
Belki ortağı kadındır. | Open Subtitles | ربما من يعتني به هي امرأة |
O masum bir kadın, tıpkı buradaki herkes gibi. | Open Subtitles | هي امرأة بريئة, كما هو حال هؤلاء الأولاد هنا |
En son kontrol ettiğimde, orada bir kadın yaşıyordu. Sadece ismi yazıyordu. | Open Subtitles | بل هي امرأة تعيش هناك في آخر مرة تحققت ، فقط كإسم للواجهة |
Diğeri ailesinde şeker hastalığı bulunan orta yaşlı bir kadın. | Open Subtitles | والآخر، هي امرأة في منتصف العمر مع تاريخ عائلي من مرض السكري |
Aradığımız kişi bir kadın. Bir koleksiyoncu. | Open Subtitles | إن المجرمة التي نبحث عنها هي امرأة تهوى الجمع |
Ne istediğini bilen ve istediklerinin peşinden giden modern bir kadın. | Open Subtitles | هي امرأة عصرية تعرف ما تريد ولا تخشى العواقب |
Çünkü içerdiği acımasızlık ve soğukkanlılık bize bir kadın tarafından işlendiğini gösteriyor. | Open Subtitles | هي أن من قامت بهذه الجريمة ، هي امرأة عليكم تصديق أنه الشيء الوحشي الوحيد |
Para konusunda aptallaşan bir kadının aptal bir kadın olduğunu anladım. | Open Subtitles | اكتشفت أنّ المرأة الغبية بشأنْ المال هي امرأة غبية. |
Dosya düştü ancak yoga stüdyosunda suçlu olduğu iddia edilen başka bir kadın vardı. | Open Subtitles | تم إسقاط التهم ولكن المعتدية هي امرأة في صالة اليوغا |
George Sand, yayınlatabilmek için erkek ismini kullanmak zorunda kalmış bir kadın. | Open Subtitles | لقد كتبت "جورج ساند" ذلك، و هي امرأة اضطرت لاستخدام اسم رجل لأنها لم تستطع نشره. |
Tam boşalırken, annen iyi bir kadın dedi sen de çok iyi duydun. | Open Subtitles | وقال عادل أمك هي امرأة طيبة عندما أنزلت انه ... فقط ... لذلك أنت تعرف. |
Ve bir kadın. O bir kadın ve Tardis. | Open Subtitles | و هي امرأة إنها امرأة و كذلك هي "التارديس" |
Akıllı bir genç hanım. | Open Subtitles | هي امرأة ذكية |
Akıllı bir genç hanım. | Open Subtitles | هي امرأة ذكية |
Prenses de bir kadındır. | Open Subtitles | أميرة... هي امرأة أيضا. |