Onun ne kadar güçlü olduğunu bilseydiniz, bunu yapmazdınız. | Open Subtitles | لو كنت تعرف كم هي قوية ما كنت لتتركها هكذا |
- Gerçeğin, güçlü olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول، والحقيقة هي قوية. |
- Güçlü. | Open Subtitles | هي قوية. |
güçlüdür, hızlıdır ve dengesini çok iyi sağlar ve vücuduna hakimdir. | TED | هي قوية و سريعة تملك توازنا ممتازا و تحكما بدنيا جيدا. |
Bu güçlü gagalar kuşların işine cesaret edip karışanları yaralayacak kadar güçlüdür. | Open Subtitles | هذه المناقير القوية هي قوية كفاية لجرح أي شيء أو أي شخص يتجرأ على التصادم مع الطيور. |
'Benim paramparça olacağım durumlarda bile çok güçlü.' | Open Subtitles | هي قوية في حالات لو حصلت لي سأنهار تماما |
Lena Karanlık tarafa dönmeyecek. çok güçlü o. | Open Subtitles | لينا لن تنقلب للظلام هي قوية جداً |
Hayır, doktor, çözmeyeceğim, ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لا، دكتور.. لن أفكها لم ترى كم هي قوية |
- Ne yaptığını gördün. Ne kadar güçlü olduğunu. | Open Subtitles | -لقد رأيت ما فعلت ، كم هي قوية |
Litt sperminin güçlü olduğunu biliyordum ama bu bir rekor falan olmalı. | Open Subtitles | اعني, اعرف ان حيوانات (ليت) المنوية هي قوية و لكن هذا يجب ان يكون رقم قياسي |
Eşimi tanıyorsunuz, Teresa, nasıl güçlü olduğunu bilirsiniz boğa gibi kaslıdır. | Open Subtitles | منذ عودتي، يا سيدي ...(تعرف كم هي قوية زوجتي (تيريزا |
Kürekli önayaklar geniş ve çok güçlüdür kazmak için idealdir. | Open Subtitles | أطرافها الأمامية تشبه المجرفة و هي قوية جدا و مثالية جدا في الحفر |
Kötü söylentiler güçlüdür. | Open Subtitles | الشائعات السيئة هي قوية. |
Bunun üstesinden gelecek kadar da güçlüdür. | Open Subtitles | و هي قوية كفاية لتتجاوز هذا |
Ve güçlü, çok güçlü hem de. | Open Subtitles | وهي قوية هي قوية جداً |
Şansıma, ayaklarım çok güçlü. | Open Subtitles | أوه، لحسن الحظ، ساقي هي قوية جدا . |
Bu şey çok güçlü. | Open Subtitles | هذه الاشياء هي قوية. |