Lou, Lou, biraz kahve iç ve Waldorf'a git. O, burada. | Open Subtitles | لو ، تناول القليل من القهوة السوداء واذهب للمسرح، هي هنا |
Yine de, duruşmasına kadar O burada, yeni tecrit hücrede olacak. | Open Subtitles | و هي هنا حتى يحين موعد محاكمتها في وحدة العزل الجديدة |
O burada yoksa bile bir fincan çay içebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تشرب بعض الشاي حتى إن لم تكن هي هنا |
- Yeşil şallı, çiçek getiren kadın yani. - Burada mıymış? | Open Subtitles | ــ التي لديها الزهور والوشاح الأخضر ــ هل هي هنا ؟ |
Yarın fazladan özür dileyeceğim, Onun burada ne işi var? | Open Subtitles | أنا سأعتذر غدا إضافة إلى، ماذا ستعمل هي هنا على أية حال؟ |
Ama DNA'sını analiz etiğimizde, belki de neden burada olduğunu anlayabiliriz. | Open Subtitles | لكن لو أمكني تحليل حمضها النووي ربما يمكنا فهم لماَ هي هنا |
Bakın, sadece Willow Woodward'la konuşmak istiyorum. O burada mı? | Open Subtitles | انظري، أنا فقط أريد التحدث إلى ويلو وود ووردز، هل هي هنا ؟ |
Hoşumuza gitse de gitmese de O burada. | Open Subtitles | أقصد , هي هنا سواء أعجبنا هذا او لا , مفهوم؟ |
O burada. | Open Subtitles | مهلًا هي هنا القاعدة رقم واحد، ماهي تلك القاعدة؟ |
O burada güvende değil. O burada olduğu sürece hastanede kimse güvende değil. | Open Subtitles | هي ليست بأمان هنا، ولا أحد آخر بهذه المستشفى طالما هي هنا. |
O burada, çünkü soruşturma, ismi geçen kişilere yakın birininin burada olmasını gerektiriyor. | Open Subtitles | هي هنا لأن هذا التحقيق يتطلب شخص على دراية بالأعضاء |
Ve O burada olduğu sürece kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | وطالما هي هنا لا سيئ يمكن أن يحدث. |
Bize inanmamaları ihtimaline karşılık O burada kalacak. | Open Subtitles | ستبقى هي هنا في حالة لم يصدقوننا |
Bize inanmamaları ihtimaline karşılık O burada kalacak. | Open Subtitles | ستبقى هي هنا في حالة لم يصدقوننا |
- Harika, çünkü hepsi yanımda. - Burada mı? | Open Subtitles | عظيم , لأنها معي هي هنا ؟ |
O Afganistan'dan döndü, ve Onun burada olmasını hiç anlamıyor. | Open Subtitles | لقد عادت لتوها من أفغانستان وهي لا تعرف لماذا هي هنا |
Neden burada olduğunu bilmeyebilirim ama bu riski göze alıyorum. | Open Subtitles | وقد أعرف وقد لا أعرف لماذا هي هنا ولكنني سأخاطر , يا يو , لأنني |
Burada mı? Clark, gerçek annen olmadığından nasıl emin olabilirsin? | Open Subtitles | هل هي هنا كلارك كيف تتأكد أنها ليست أمك؟ |
Dün gece O burda mıydı? | Open Subtitles | هل كانت هي هنا ليلة أمس، إذا أمكن؟ |
O yüzden, stüdyoda gerçekten çalıştığını gördüğümüz zamanki heyacanımızı hayal edin ve işte burada. | TED | فتخيل تحمسنا عندما رأيناها تعمل بالفعل بالاستديو، و ها هي هنا. |
Sayın Yargıç, müvekkilimin nakil için oldukça riskli olduğunu söyleyen de Skokie idi, ama gördüğünüz gibi Kendisi burada. | Open Subtitles | سيدي القاضي، لقد قرروا في سكوكي أن نقل موكلتي قد يكون خطرًا ومع هذا فها هي هنا |
Young-Hee orada mı, onunla görüşebilir miyim? | Open Subtitles | هل يونق هي هنا ؟ هل استطيع ان اتحدث اليها ؟ لا ليست هنا |
Çünkü eğer Peyton buradaysa, o da beni öldürmek içindir. | Open Subtitles | تحتاج لإعتقادي. ' سبب إذا بيتن هنا، هي هنا أن تقتلني أيضا. |
Bilmek istiyorum acaba dışarıda da burada olduğu gibi gülücükler mi saçıyor. O kızı seviyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما إن كانت ممسحة في الخارج كما هي هنا |
Onu dolaba koymuştum, biz buradaysak, o da Buralarda olmalı. | Open Subtitles | وضعتها في الخزانة، وبما أنّنا هنا فحتماً هي هنا أيضاً |
Çok üzgünüm, Claire. hala burada bir çıktısı var. | Open Subtitles | أنا آسف كلير، لدي نسخة واحدة و هي هنا. |