"هِيل" - Translation from Arabic to Turkish

• Hill
• Kibler

Yargıç Kibler'ın Agustus Hill hakkında ne düşündüğünü muhtemelen asla bilemeyeceğiz,
رُبما لن نعرِف أبداً ما كانَ يظنُهُ القاضي كيبلَر باُغسطس هِيل

Bay Hill'in mahkeme tutanaklarını baştan aşağıya gözden geçirdim.
لقد راجعتُ مَلفات مُحاكمَة السيد هِيل بدِقَة

Neden Hill'e aileyi öldürdüğünü söyledin?
لماذا أَخبرتَ هِيل أنكَ قَتلتَ تِلكَ العائِلَة؟

- Hill'i tanık korumaya aldılar. - Bu onun gammaz götünü kurtaramayacak.
سيَنقلونَ هِيل إلى وَحدَة الحِمايَة - ذلكَ لَن يثنقذَ ذلكَ الواشي -

Evet. Grip olmuşum. Hill hakkında söylediklerine devam et.
نعم، لدي انفلوانزا تابِع ما كُنتَ تقول عن هِيل

Hill, tabutlar hava geçirmezler.
التوابيت مُحكمَة الإغلاق يا هِيل

Hâkim sahtekâr ya da değil, Hill bir polisi vurdu.
بقاضٍ فاسِد أم لا لقد قتلَ هِيل شُرطياً

Augustus Hill'in cezanın geri dönüşümü talebini reddediyorum.
و أرفضُ طلبَ أُغسطس هِيل بنقضِ إدانَتِه

Sadece Hill'e dokunmamaları değil... sana daha iyisini vereceğim.
ليسَ فقَط لَن يَمسَّ .... أحدٌ هِيل بسوء لكني سأقومُ بما هوَ أَفضَل

Ve o sakat orospu Hill'i de... onun da götünü haklamalıyız.
.... و ذلكَ الواشي المُعاق هِيل علينا أن نَقتُلهُ أيضاً

Önce Wangler, sonra Khan şimdi de Hill.
أولاً وانغلَر، و خان و الآن هِيل

Beni öldürmek istediğin suçu işleyen Hill'in, gitmesine izin verdin.
أنتَ تقتلني على نفس الجريمَة التي تركتَ (هِيل) ينفُد مِنها

Hill'in kitabını bedelsiz basmak bir iş planı gibi gözükmüyor.
لم يكُن أخذ كتاب (هِيل) بدون مُقابِل خطَة عمَل صحيحة

Ve ilk kitabın Augustus Hill'in hatıraları olması gerekiyor, değil mi?
و كانَ منَ المفروض أن يكون الكِتاب الأول مُذكرات (أغسطس هِيل)؟

Hill, benim deli olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
- تعتقدُ، أني مجنوناً يا هِيل صح؟ -

Hill, eşyalarını toparla.
اجمَع أشيائَك يا هِيل

Augustus Hill ile konuşacağım.
سأتحدثُ معَ أوغسطس هِيل

Hill'i korumama yardım edin.
ساعدوني في حِمايَة هِيل

Buradan bir anlaşma çıkmaz Hill.
لا يُجَد صَفقَة هُنا يا هِيل

Hill'e özgürlük!
أطلِقوا سَراحَ هِيل