"وآمل أن" - Translation from Arabic to Turkish

• ve umarım
• Umarım ki
• umuyordum
• Umarım o
• Umarım bu
• olursun
• umuyorum

ve umarım arada da "T - O" harfleri vardır.
وآمل أن يكون هنالك حرفا ت و أو في الوسط.

Prova için burada olacağım ve umarım sizler de olursunuz.
وسوف أكون هناك مستعد للتدريب، وآمل أن تكونوا أنتم أيضاً.

Size grup adına teşekkür etmek istiyorum Umarım ki sınavı geçmişizdir.
أريد أن أشكركم بالنيابة عن الفرقة وآمل أن ننجح في إختبار التقدم

Evet, efendim ve bu konudaki düşüncelerimin bu kadar güçlü olmasından etkilenmenizi umuyordum.
صحيح سيدي , وآمل أن تأثيرها عليك ,ليس قوياً بقدر مايحدث أعرف أنها ليست بملاك

Ona havaalanında olacağımı söyleyin. Umarım o da olur.
أخبرها بأني سأكون في المطار وآمل أن تكون هنالك أيضا

Umarım bu başladıkları işi bitirmelerini sağlar ve oğlumu bana getirirler.
وآمل أن هذا سيقنعهم أن ينهووا هذا الأمر ويعيدوا ابني إلي

Umarım bundan sonra mutlu olursun Fred.
حسنا ، وآمل أن تكونوا سعداء مع نفسك ، فريد.

Bence hep birlikte, bu gerçekliği yaratabiliriz, ve umuyorum yapabilirsiniz de.
وأعتقد أننا معًا يمكننا خلق هذا الواقع، وآمل أن تفعلوا ذلك.

Hayır. şanslısın ve umarım CNRI bunu sana ispat eder.
كلّا، أنتِ محظوظة وآمل أن تبين لكِ الأبحاث الوطنية ذلك

ve umarım bu akşam yapacağım büyük duyuru hoşunuza gidecek.
وآمل أن تستمتعوا جميعاً بالإعلان الهام للغاية الذي سأعلنه الليلة.

ve umarım şu an burada Oxford İngilizce Sözlüğü'nden birisi vardır çünkü sonra o kişiyle konuşmak istiyorum.
وآمل أن يكون هنا شخص ما من قاموس أوكسفورد الإنكليزية ، لأنني أريد أن أتحدث إليك في وقت لاحق.

Yaptıkların için seni asla affetmeyeceğim ve umarım ki bu, düşüncelerinde ve kabuslarında sana hep acı versin.
ـ لن أسامحك لما فعلت وآمل أن يسبب لك ألم أكثر في أفكارك وكوابيسك

Umarım ki bu sorumluluğun emanet edildiği kişiler filme saygı göstereceklerdir.
وآمل أن هؤلاء الموثوقين بهذه المسؤوليات يشرفونه

Umarım ki S.E.C ajanıyla yapmış olduğunuz önemsiz, küçük cilveleşmelere değmiştir.
وآمل أن مغامرتك المثيرة مع هيئة الأوراق المالية والتبادل كانت تستحق ذلك

Sensin. Ben de düşünüyordum. Yeniden aramanı umuyordum.
هذا أنت، كنت أتساءل، وآمل أن تتصل مجدداً

Annen ve avukatlarımızla oturup konuşmaya geldim ve öncesinde biraz konuşuruz diye umuyordum.
أنا في طريقي للاجتماع بأمك ومحامينا وآمل أن نتحدث أولاً.

Ruh sağlığı testini geçmem gerek ve benim için bir imza verebileceğini umuyordum.
لا زلت بحاجة إلى عبور التفييم النفسي وآمل أن تساعديني في ذلك

Bir sergi açmayı planlıyorum ve umarım o parça için anlaşabiliriz.
أنا أخطط لعمل معرضاً، الشهر القادم وآمل أن نتفق ربما، على إعارتها؟

Umarım o zamana kadar herşeyi kontrol altına alırsın.
‫وآمل أن يكون كل شيء تحت السيطرة ‫بحلول ذلك الوقت

Umarım bu, size bir şeyler yapmamız gerektiğini hatırlatır.
وآمل أن يذكركم ذلك بأهمية تغيير هذا الوضع.

Tetanos ya da kasık biti ya da burada ne varsa ondan olursun umarım.
وآمل أن تصاب بالكزاز أو القمل أو أي مرض منتشر هنا.

Yaşadıklarımızı düşündüm ve bu hediye ile buzların eriyeceğini umuyorum.
كنت أفكر بما حدث، وآمل أن هذه الهدية، ستصلح الأمر