Onu korumam gerekiyor. Güvende olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | أنا أريد أن أعتنى بإبنتى وأتأكد بأنها فى أمان |
Önden ben gitsem iyi olur mihrapta her şeyin yolunda olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج ان أتقدم للأمام وأتأكد من أن كل شيء على ما يرام عند المذبح |
Sadece benim olanı koruyorum ve bana yardım etmeni sağlıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحمي ما هو لي وأتأكد من مساعدتكِ ليّ |
Gidip bir odama bakmak istiyorum. Her şeyi aldıklarından emin olmak için. | Open Subtitles | أريد أن أذهب وأتفقد غرفتي وأتأكد من أنهم قد أخذوا كل شيء |
Bu yüzden onları bir arada tutuyorum, ve onlara bir şey olmayacağına emin oluyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أبقيهم مع بعضهم وأتأكد بأن لايحدث سوء لهم |
Çocuğunu besler ve buranın sizin için vampir geçirmez olmasını sağlarım. | Open Subtitles | أنا أطعم ولدك فحسب وأتأكد أن يكون هذا المكان ملاذاً من مصاصي الدماء. |
İyi, gözümü üstlerinde tutarım. Aptalca bir şey yapmadıklarından emin olurum... daha aptalca. | Open Subtitles | حسنٌ، سأقوم بمراقبتهم وأتأكد بألا يقوموا بأي شيء غبي |
Haklarını okuyup, avukat tuttuğundan emin olmamı istiyorsundur. | Open Subtitles | وأملي عليك حقوقك، وأتأكد من حصولك على محامِ |
Onu partiye davet edeceğim ve Rachel'ın erkek arkadaşını getirip getirmediğini kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأدعوه للحفلة وأتأكد أنه سيحضر صديق راشيل |
Şu odalara da bakmalıyım. Kimse olmadığına emin olmalıyım. | Open Subtitles | لازم أبص في الغرف وأتأكد انها فاضيه |
Seni görüp, iyileştiğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | أينما يمكنني رؤيتكِ وأتأكد من شفائك |
Her gün saçını taramasını, dişlerini fırçalamasını sağlıyorum. | Open Subtitles | وأتأكد أنه يمشط شعره ويغسل أسنانه كل يوم |
Her gün saçını taramasını, dişlerini fırçalamasını sağlıyorum. | Open Subtitles | وأتأكد أنه يمشط شعره ويغسل أسنانه كل يوم |
Kimsenin gitmemesini sağlıyorum. | Open Subtitles | وأتأكد ألا يغادر أحد |
Sevdiğim insanların ve sevdiğim kadınların hiçbirinin kendini böyle savunmasız hissetmediğinden emin olmak istedim. | TED | جعلني أوّد أن أذهب إلى الخارج وأتأكد أن لا أحد أحبه ولا أي امرأة ستشعر بعدم الأمان في جلدها الخاص. |
Evet sanırım. Bak, babamı görüp iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم اعتقد ذلك ، انظر اريد ان أرى والدي وأتأكد بأنه بخير |
Bu çok normaldir. Sadece sizi kontrol etmek istedim. Sizin konuştuğunuzdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | إنّه طبيعيّ, أردتُ أن أطمئن عليكم وحسب, وأتأكد من أنّكم تتكلّمون, لتجدوا طريقة لتعديل ما إستجدّ من أمركم. |
Gülümseyip onu zorluyorum ve ihtiyacı olanı elinde tuttuğundan emin oluyorum. | Open Subtitles | أنا أبتسم وأدعمه وأتأكد أن ينال كل ما يحتاجه |
Pek çok hayır kurumunda çalışıyorum insanların hak ettiklerini aldığından emin oluyorum. | Open Subtitles | أعمل كثيرًا لدى عدة هيئات خيرية وأتأكد من حصول الناس على ما يستحقون |
Doğru reçeteleri almalarını sağlarım, hepsi bu. | Open Subtitles | وأتأكد من توفير الوصفات المطلوبة وهذا كل شيء |
Mallarını satmamızla sorunu olmadığından emin olurum. | Open Subtitles | وأتأكد مما إذا كان مازال على إتفاقه معنا لنقل شُحنته |
Samuel gelip aşağıdaki arkadaşlarının bizim için sorun yaratmayacağından emin olmamı istedi. | Open Subtitles | لقد جعلني (صامويل) آتِ هنا وأتأكد أن صديقاك بالطابق السفلي لن يشكلوا مشكلة لنا. |
İyi olduğundan emin olmak için geri gelip seni kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأعود وأعاود فحصك وأتأكد من أنك بخير |
Ben Amiral Pace'i arayıp planımızı diğer üç şehre indirdiğinden emin olayım. - Telsizden ne fısıldadığımı bilmiyor. | Open Subtitles | سأتصل بالأميرال بايس وأتأكد أنه حمل طائراتنا في الثلاث مدن الأخرى إنها لا تعلم ما تمتمت به في الإتصالات |