Barda bekleyip beni götürecek bir kamyoncu ya da uyuşturucu bağımlısı bulacağım. | Open Subtitles | سأنتظر عن الحانة وأجد سائق شاحنة أو مدمن ليقلني. هل أنتِ غبيّة؟ |
Bu yüzden durumu değerlendirip başka bir çözüm bulacağım. | Open Subtitles | لذا سأعيد التفكير في موقفي وأجد حلاًّ آخر |
Ben de kendimi bir dükkanda pizza hamuru yoğuruyormuş gibi sıkışmış buluyorum, içinde sıkışıyorum çünkü anlamıyorum. | TED | وأجد نفسي أكدس الأشياء وكأنني أعجن العجينة في محل البيتزا، أكدسها لأنني لا أفهم. |
Ve arabasının benzini azaldığında bu konumda bulurum kendimi. | Open Subtitles | وأجد نفسي في موقف حيث يكاد الوقود ينفد من السيارة. |
Dikkatli olmalıyım güvende olacağımız bir ev bulmalıyım. | Open Subtitles | علي أن أكون حذراً، وأجد منزلاً جديداً، حيث نكون بأمان. |
İki haftada bir,çamaşır sepetine gidip, senin pantolonunu bulup... maaş çekini alıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، مرة كل أسبوعين أذهب إلى الغرفة وأجد بنطلونك وأخرج منه دفتر الحساب |
İddia ediyorum, o siteye girip sana şak diye harika bir adam bulabilirim. | Open Subtitles | أراهنك أني أستطيع الدخول على ذلك الموقع وأجد لك شابا رائعا بهذه السهولة |
Ama araştırmanın orada olduğuna eminim. Sadece geri dönüp kayıtları bulmam lazım. | Open Subtitles | لكني أعلم أن الأبحاث هنا، وما عليَّ إلَّا أن أدخل وأجد السجلات. |
Kendimi o son madde üzerine fazlaca düşünürken buldum, gerçeğini söyle. | TED | وأجد نفسي أفكر كثيرًا في تلك النقطة الأخيرة: قل حقيقتك. |
Bununla baş edemiyorsan, bunu bilmeme izin vermelisin ki ben de seni bunun içinden çıkarayım ve seni daha insansı bir vücuda taşımanın bir yolunu bulayım. | Open Subtitles | وإذا لم تستطيعي التعامل مع ذلك فقط أعلميني وسوف أخرجك من هذا وأجد وسيلة لأصنع لك جسداً بشرياً أكثر |
Bir sabah uyandığımda kendimi bir kaplumbağa olarak bulacağım ve sonsuza dek yaşayacağım. | Open Subtitles | سوف أعيش للأبد إلى أن يأتي يوم وأستيقظ وأجد نفسي سلحفاة |
Şöyle yapacağız; kasetleri ben inceleyeceğim ve hikâyeni bulacağım. | Open Subtitles | هنا لكي أرى كيف يسير عملك أقوم بمراجعة الأشرطة, وأجد قصتك |
Geceki nikâhtan sonra evlendirmeyi bırakıp evlenecek biri bulacağım. | Open Subtitles | وبعد زفاف الليلة سوف أتوقف عن تزويج الآخرين وأجد شخصاَ يتزوجني |
Kendimi onun ve meslektaşlarının her gün yaptıkları can kurtarma çalışmalarına hayran kalırken buluyorum. | TED | وأجد نفسي مندهشة لعمل إنقاذ الأرواح الذي يقوم به هو وزملاؤه يوميًا. |
Ve bu manzaranın küçük böcekler tarafından oluşturulmasını inanılmaz buluyorum. | TED | وأجد أنه من المدهش أن تلك المناظر من صنع هذه الحشرات بالغة الصغر. |
Olayları sonuçlandıramazsan seni kanıt odasına postalarım ve yerine işini yapabilecek birini bulurum. | Open Subtitles | إذا لم تبدأ في إغلاق المزيد من القضايا، سأنقلك إلى قسم الأدلة وأجد من يستطيع فعل ذلك بدلا منك |
Eğer bunu başaramazsan seni o zindana tekrar atar ve bunu başarabilecek bir naip bulurum. | Open Subtitles | ولو عجزتِ عن فعل هذا سأعيدكِ للزنزانه وأجد أحد قادر على هذا. |
Birşeyler uydur. Gidip Freddy'yi bulmalıyım. Her an çıkabilir. | Open Subtitles | "الأفضل أن أذهب وأجد "فريدي سينصرف بأي وقت الأن |
Ne olursa olsun, buradan çıkıp Yuukimaru'yu bulmalıyım | Open Subtitles | مهما فعلت، يجب أن أخرج... وأجد يوكيمارو... |
Bilgisayarda aynı sayfayı bulup panzehire bakacağım. | Open Subtitles | سأفحص الكمبيوتر , وأجد تلك الصفحة لأري لو أن هناك ترياق |
Hem okula geri dönüp yapmam gereken başka bir şey de bulabilirim. | Open Subtitles | ويمكنني العودة إلى الجامعة وأجد شيء أخر من المفترَض أن أفعله. |
Büyük, çetin bir elebaşı bulmam lazım, şöyle eski elebaşını alt edecek biri. | Open Subtitles | وأجد رئيساً جديداً أكبر وأقوى ليستطيع هزيمة رئيسي القديم |
Böylece Lintons' a geri döndüm ve kızı buldum. Büyük tartışma çıktı. İşlemi hatırlamadı bile. | Open Subtitles | فرجعت إلى مطعم لينتن وأجد تلك الفتاة، ونخوض جدالاً واسعاً. |
O yüzden beni zahmetten kurtar, konuş ben de sorunu bulayım. | Open Subtitles | لذا، خذني خلال يوم عادي وبعد ذلك تتكلّم، وأجد المشكلة |
Newyork'a gidip Benny Olson'u bulmaya ismini yazıp kutuya koymaya söz verdim. | Open Subtitles | عاهدته بالذهاب الى نيويورك وأجد بني جولسون وأجبره على كتابة اسمه لوضعها فى العلبة |
Bizimkileri bul, bombaları yerleştir, tek parça olarak dön. | Open Subtitles | تقدم للداخل وأجد رجالنا وأطلق قنبلتك النووية , ثم عُد بسلام |
Ufuk çizgisine kadar gidip yeni, tuhaf şeyleri bulmak istiyorum, Nijer'deki volkanik kalderalar gibi. | TED | أريد أن أذهب إلى الأفق وأجد أشياء جديدة وغريبة، مثل هذا البركان في النيجر. |