Gaz bulutundayken bir müzik duyduğumu sana söylemiştim, hatırladın mı? | Open Subtitles | أتتذكر عندما كنا فى السُديم وأخبرتك بشأن الموسيقى اللعينة ؟ |
O Okie şerefsizini en son nişan partisinde gördüğümü daha önce de söylemiştim. | Open Subtitles | سبق وأخبرتك حفلة الخطوبة كانت آخر مرة رأيت فيها ذلك الكاذب إبن العاهره |
Ama birbirimize mektup yazmama kararı aldık. Sana söylemiştim. | Open Subtitles | . لقد اتفقنا على عدم التواصل . أعتقد أني سبق وأخبرتك ذلك |
Barda. Sana bir şeyler içtiğimi Söyledim ve geç kalacağımı Söyledim. | Open Subtitles | في الحانة ، وأخبرتك بأنني أتناول الشراب وأخبرتك بأنني ربما سأتاخر |
Sana yazdım ve anlattım; ben de tiyatronun parçasıyım artık. | Open Subtitles | لقد كتبت وأخبرتك أنا أشارك في العروض الآن |
Ben de sana "En olası şüphelilerimi, iyice tanıdıktan sonra sorgulamayı tercih ederim." demiştim. | Open Subtitles | وأخبرتك بأنني أحبّ سؤال المشتبهين بهم الأكثر رجحاناً، بعد أن أعرف المزيد عنهم بهذه الطريقة يرتبطون بإجابات أكثر تحديداً |
Sana annenle -huzur içinde yatsın- ikimizin düğününü anlatmış mıydım? | Open Subtitles | هل سبق وأخبرتك بحفل زفافي بوالدتك المرحومة؟ |
Beni yedi kez yıldırım çarptığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل سبق لي وأخبرتك أنني صُعقتُ بالبرق 7 مرات؟ |
Paramızın yarısı gitti! Son demiştim sana! | Open Subtitles | إنها بنصف حجم الولاية وأخبرتك أن هذه هي المرة الأخيرة |
Sana iç çamaşırını giymen için banyoya gitmeni söylemiştim Şimdi iç çamaşırı nerede? | Open Subtitles | وأخبرتك بأن تذهب إلى الحمام وترتديه، أين هو؟ |
- O benim değil. Sana onu giymeni söylemiştim. | Open Subtitles | وأخبرتك بأن تذهب إلى الحمام وترتديه،أين هو؟ |
Ama bana söz ver "söylemiştim." demeyeceksin. | Open Subtitles | لكن أولاّّ يجب أن تعدني أن لاتقول سبق وأخبرتك |
Aslında, hayır, önemli. Benim için önemli olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة , لا , هذا هو أمر في غاية الأهمية وأخبرتك بأن هذا الأمر يعني ليّ الكثير |
İkisine de göz kulak olmanı söylemiştim. | Open Subtitles | اللعنة لقد أخذنا حقبتين من السفية وأخبرتك بمراقبة كلاهما |
Eve gidemem. Bunu sana söylemiştim. | Open Subtitles | لا يمكنني العودة للبيت، سبق وأخبرتك بذلك |
Sana söylemiştim, sen sol kolda kalacaksın, bize orada lazımsın. | Open Subtitles | لقد سبق وأخبرتك أنك ستبقى في الجهة اليمنى نحن بحاجة اليك هناك |
Size Söyledim, Bay Hoffstedder rüyalara inanmak deliliğin açığa vurumudur. | Open Subtitles | سبق وأخبرتك سيد،هوفستدر تصديق الأحلام هو الجنون بعينه |
Geceyi hapiste geçireceksin. Söyledim, seni yarın çıkartacağım. | Open Subtitles | سوف تقضي الليلة في السجن وأخبرتك إني سأخرجك غداً |
Hayatım boyunca, her şeyi anlatabildiğim tek kişiydin ve anlattım da, tüm sırlarımı. | Open Subtitles | طيلة حياتنا كنت الوحيد الذي أخبره بأي شئ فعلت هذا وأخبرتك بكل أسراري ولكن كل شئ قلته كان كذباً |
Hastalar zenci doktor istemiyor, insanlar her NBA maçının skorunu bildiğimi sanıyor ve yeni yönetim kurulu üyesinin, geçen hafta cerrahi takımıyla tanıştığında ne yaptığını anlattım. | Open Subtitles | المرضى لا يريدون طبيباً أسود يظنني الناس اعرف نتائج كل مباريات السلة وأخبرتك ما حدث الأسبوع الماضي |
Ben de sana birçok defa bir soruşturmanın yolda olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | مرات كثيرة وأخبرتك عديد المرات أن هناك تحقيق قيد التنفيذ |
Sana seksi peygamber devesini anlatmış mıydım? | Open Subtitles | هل سبق وأخبرتك انك مثل مثير مثل فرس النبي المصلي؟ |
Beni yedi kez yıldırım çarptığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل سبق لي وأخبرتك أنني صُعقتُ بالبرق 7 مرات؟ |
Bu kötü bir fikir demiştim. | Open Subtitles | لقد سبق وأخبرتك أن المجيء إلى هنا فكرة سيئة |
Tamam, ilk olarak boşanmadık çünkü henüz belgeleri imzalamadı ve sana köpeğimi anlatmıştım. | Open Subtitles | حسنا.فى البداية سبب عدم طلاقنا بسبب عدم تواجدها لتوقيع الأوراق وأخبرتك بشأن كلبى |