Ama Unique'in bana gösterdiği gibi umudunuzun olması, korkunun sizi kenara bastırmasından çok daha radikal ve tehlikeli. | TED | ولكن يونيك أظهرت لي، أن امتلاك الأمل هو شيء أهم وأخطر من العيش مُحاصرًا بالخوف. |
Nurburgring dünyanın en aptal, barbar, çağ dışı ve tehlikeli pistidir. | Open Subtitles | أن "نوببيرقرينق" هي الحلبة الأغبى والأوحش والأقدم وأخطر حلبة في العالم. |
Ancak bu nehirler Brezilya'nın en zorlu ve tehlikeli yırtıcısıyla da ünlü. | Open Subtitles | لكن تشتهر تلك الأنهار "بأمكر وأخطر مفترسي "البرازيل |
- Ne zaman onu alt ettiğimizi düşünsem daha güçlü, daha zeki ve daha tehlikeli olarak geri dönüyor. | Open Subtitles | كلما ظننت أننا هزمهناه يصبح أقوى وأذكى وأخطر |
Ultra'da çalışırken tahmin ettiğimden daha büyük ve daha tehlikeli işlere soktum kendimi. | Open Subtitles | أقحمت نفسي بأمر أكبر وأخطر مما كنت أتصور، بالعمل مع (أولترا) |
En derin ve tehlikeli labirentin parçası . | Open Subtitles | أعمق وأخطر جزء من المتاهة. |
Ekstrem ve tehlikeli durumlarda bağımsız hareket etmek için eğitilmiştir. | Open Subtitles | إن (كالين) عميل ذو مهارات عالية ومُدرَب ليعمل بشكل مستقل تحت أقصى وأخطر الظروف |