ve benim anne ve babam arazi sahibi bir aile'den geliyordu. | TED | وكانا والدي مقطوعين عن ممتلكات وأراضي العائلة. |
Rubeus Hagrid, Hogwarts'da anahtarlar ve etraftan sorumlu kişiyim. | Open Subtitles | روبيوس هاجريد، حافظ مفاتيح وأراضي هوجوورتس |
Bu küçük ülkelerin yani İtalya, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya'nın kapanmamış hesapları ve geri istedikleri topraklar vardı. | Open Subtitles | تلك الأمم الأصغر كانت إيطاليا، اليونان، بلغاريا ورومانيا وكلها لديها حسابات لتصفيها أيضاً.. وأراضي تريد استعادتها |
Onlar eskiden evleri ve inekleri olan Etiyopyalı köylüler. | Open Subtitles | هم الاثيوبية الفلاحين الذين اعتادوا على اقتناء منازل. وأراضي وماشية |
Bittabii batıda başka toprakların var olduğu da gerçek ve ayrıca hepimizin lehine olan hazinelerle dolup taştığı da gerçek. | Open Subtitles | وأراضي أخرى باتجاه الغرب. ممتلئين أيضاً بالكنوز، والإبحار إلى هناك من مصلحتنا جميعاً. |
Topraklarımı ve komşularımın topraklarını koruyasınız diye size adam verdim terk edesiniz diye değil! | Open Subtitles | سأعطيك رجالاً لحماية أراضِي وأراضي جيراني وليس التخلي عنها |
ve şehrin yüzölçümü saldırılara karşı korunmak amacıyla ihtiyaç duyulan duvarlarla kısıtlandı. | TED | وأراضي المدينة كانت تقيد بحاجتها إلى الجدران لصد الهجمات . |
Fabrika ve toprakları sattın mıydı seninki bitti sayılır. | Open Subtitles | عملك شبه منتهي. بيع المصنع وأراضي "باكارد"؟ |
Virajlı ve dik yollar. | Open Subtitles | حيث طرق دائرية وأراضي مترعة بالتلال. |
Sulla yıllar önce topraklarımı ve tüm sülalemi elimden aldı. Karşı koyanları katletti. | Open Subtitles | (سولا) أخذ أراضيّ وأراضي أقاربي منذ أعوام ذابحًا كل من يقاومه |
Lahani yok olursa, toprakları, ve Şirketteki koltuğu, DOkuzlardan birine geçer. | Open Subtitles | فيما أذا كان خط مسير (لاهاني) والذي مات هنا وأراضي وأيضاً مقعده في الشركة قد تذهب إلى اي أحد من القيادات (التسعة), فإن هناك شيئ قد حدث في الأونة الأخيرة |