Çamura bulaşmak istedin, eminim yeteri kadar bulaştırmıştır. | Open Subtitles | لقد أردتِ حثالة الأشياء، وأراهن أنها أخبرتكِ بالكثير |
Ve eminim ki kendisine, söylemesi gereken şeyler tembihlenmiştir. | Open Subtitles | وأراهن أنها أقول أي شيء والدها قال لها ل. |
eminim ki 8 yıl önce partiye gittiğinde seni de araştırmıştır. | Open Subtitles | وأراهن أنها قد بحثت عنكَ قبل ثماني سنوات عندما ذهبتَ إلى تلكَ الحفلة |
Anneme görüşmenin nasıl gittiğini soracağım, eminim seni sevmiştir. | Open Subtitles | سأذهب لسؤالها كيف كان الأمر وأراهن أنها أحبتك |
eminim bir randevuda boğulmuştur. | Open Subtitles | وأراهن أنها خُنِقَت أثناءَ الموعد أنا أيضاً، وإستمع لهذا |
Ah, onları izlemeyi çok sever eminim. | Open Subtitles | فصيل عبد الواحد، وأراهن أنها تحب الحصول عليها. |
Doğum öncesi vitaminleri aldığına eminim. | Open Subtitles | وأراهن أنها كانت تتناول ڤيتامينات لفترة الحمل |
Onun üzgün bir suratı kabul etmeyeceğine de eminim, öyle değil mi? | Open Subtitles | وأراهن أنها لن تقبل بوجه عابس كإجابة الآن هل ستقبل؟ |
Ama annene birkaç dakika ver, eminim hemen öğrenir. | Open Subtitles | وأراهن أنها ستكتشف شيئا |
Ve eminim gözünü bile kırpmamıştır. | Open Subtitles | وأراهن أنها لم تُصدم |
Ve gerçeği olduğundan eminim. | Open Subtitles | وأراهن أنها الحقيقية. |
eminim o hiçbir şey kaybetmemiştir, değil mi? | Open Subtitles | وأراهن أنها لم تخسر شيئاً؟ |
Orospu) eminim "Williamsburg'ün HO'larını görebiliyorum yazıyordur." | Open Subtitles | وأراهن أنها تقول "أستطيع رؤية "علامة (ويليامسبيرج) |
eminim o da sizi çok severdi. | Open Subtitles | وأراهن أنها تحبكم كثيراً |