Ve ben bunu çok konforlu bir ışıklandırma olarak görüyorum, rahatlamamızda ve düşünmemizde bize yardımcı oluyor. Aynı zamanda şöyle birşey de olabilir: | TED | وأرى أن هذا هو النوع من الضوء مريح جدا فهو يساعدنا على الاسترخاء والتفكير. كما يمكن أن يكون شيئا من هذا القبيل : |
Ve ben bunu yenilenmenin, onarmanın ve umudun temel taşı olarak görüyorum. | TED | وأرى أن هذا هو حجر الزاوية للتجديد، والعلاج، والأمل. |
Bugün, takımımda iki uzman bayan var ve onların başarısını kendi başarım için anahtar olarak görüyorum. | TED | اليوم، معي اثنتان من النساء الأوائل ضمن فريقي، وأرى أن تمكينهما من النجاح بمثابة مفتاح لنجاحي الخاص. |
görüyorum ki bizim ekranda değişiklik yok. Ama onlar güneye doğru gittiğini söylüyor. | Open Subtitles | وأرى أن مسارها يختفي ولكنهم قالوا أنها تتجه جنوبا |
Akıntının senin içinden geçtiği gerçeğini görüyorum. | Open Subtitles | وأرى أن الحقائق التي تطفو في الماضي كنت في الدفق. |
Beyninin bu talimatları Lehçeden çevirmeye çalıştığını görüyorum ama, hiç Lehçe talimat kullanmadım. | Open Subtitles | وأرى أن دماغك يحاول ترجمة الأحداث من البولندية ولكن لايوجد أي شيء |
- Richard, ihtiyacımız olan paranın çöpe gittiğini bense Ben'in sevdiği yemekleri bilen birini görüyorum. | Open Subtitles | ريتشارد تعتبره مضيعة للمال , ترفا لا يسعنا الآن. وأرى أن الشخص الذي يعرف بطانية وهو ما يحب بن. |
Bu çocugun da onlari süzdügünü görüyorum gözlerini oysam yeridir. | Open Subtitles | وأرى أن هذا يُحدق لفترة طويلة، لربما أفقع عيناه فحسب! |
Ve sana doğru gelen büyük bir para görüyorum. | Open Subtitles | وأرى أن لديك مجموع كبير من النقود قادمة في طريقك. |
Her birinizin içinde ölçülemeyecek kadar büyük bir güç olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | وأرى أن بداخل كل واحد فيكم قوة لايمكن قياسها |
Bugün People Tree'de satış var, görüyorum ki yapmamız gereken çok fazla iş varmış. | Open Subtitles | بيع اليوم الناس شجرة، وأرى أن هناك ما هو أكثر من ذلك بكثير يتعين علينا القيام به. |
Bir savaşçının yolunu izledin ve senin içinde muazzam bir potansiyel görüyorum. | Open Subtitles | لقد سلكت مسار محارب وأرى أن لديك إمكانيات هائلة |
Ve şunun çok baktığını görüyorum. Onun gözünü oyabilirim. | Open Subtitles | وأرى أن هذا يُحدق لفترة طويلة، لربما أفقع عيناه فحسب! |
Buradasın? Bu posteri her yerde görüyorum ve nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا هنا، وأرى أن الملصقات في كل مكان |
Kapılarının zaten burada, gözlerimin önünde olduğunu da görüyorum. | Open Subtitles | وأرى أن أبوابها تصل إلى هنا حتى عيناي. |
Karşı karşıya kaldığımız ekonomik mücadeleler zorlayıcı, ama bir fabrikada yürürken insanlarla becerikli makinaların nasıl birbirine bağlı çalıştıklarını görüyorum, ve bunun yarattığı farkı görüyorum, bir hastanede, bir havalimanında, bir enerji santralinde. Sadece optimist değilim, iştahlıyım da. | TED | التحديات الاقتصادية التي تواجهنا صعبة، ولكن عندما أمشي على أرض المصنع، وأرى كيف البشر والآلات الرائعة تصبح مترابطة، وأرى أن هذا يجعل الفرق في المستشفى، في المطار، في محطة توليد الطاقة، وأنا لست متفائلا فقط، أنا متحمس. |
Lakin görüyorum ki o gün hiç gelmeyecek. | Open Subtitles | وأرى أن ذلك اليوم لن يأتي. |
Bunu görüyorum, Kevin. | Open Subtitles | وأرى أن وكيفن. |