Rakiplerden yüksek ve hızlı uçarsan... belki kısmetine bir bakire çıkar. | Open Subtitles | حلّق أعلا وأسرع من المنافسين، بهذا فقط قد تفوز بأنثى عذراء |
Her ameliyatta bugünkü gibi bir işlem yapmasına izin verilirse üzerinde baskı olmadan ve daha az risk alarak, daha çok ve hızlı öğrenecektir. | Open Subtitles | إن كان من المسموح له القيام بما فعله اليوم في كل جراحة ، كان ليتعلم بشكل أكثر وأسرع مع إحساس بالضغط أقل وخطورة أدنى |
BENİ çabuk TARAFINDAN İLK KÖYE GÖTÜR, SENİ CİNS ÇATLAK HERİF! | Open Subtitles | خذني إلى أقرب بلدة وأسرع أيّها المضطرب المخبول |
Öyle evet, ben bunu olabildiğince sessiz ve çabuk çözmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم.. حسنا.. أُفضل حلَّ هذه المسألة بأهدأ وأسرع ما يمكن |
Fakat gelecek jenerasyon daha iyi ve daha hızlı olacak. | TED | ولكن الجيل الجديد سيصبح أفضل بكثير وأسرع إلى حد كبير. |
- Pekala ben Dallas'ı arayayım. - Acele et amına koyayım. | Open Subtitles | ـ حسناً ، سأستمر في الإتصال بالنادي ـ وأسرع في ذلك |
Çeviksin, hızlısın bunu çiğnemeyecek kadar akıllısın, değil mi? | Open Subtitles | أنت حاضرة، وأسرع. وأنت أذكى ركزي على البطولة، إتفقنا؟ |
"Bilimsel olarak, bir cesedi saklamanın en iyi ve hızlı yolu nedir? Bu soruyu hemen çözebilir misin?" | TED | مثلًا كتب لي شخص ما يقول، علميًا، ماهي أفضل وأسرع طريقة لإخفاء جثة؟ |
Temizlenmenin en güvenli ve hızlı yolu... oruç tutmaktır. | Open Subtitles | ولذلك أفضل وأسرع طريقة لتعقيم أجسادنا هو الصوم |
En sağlam ve hızlı içicileri, en iyi bira oyuncuları, bulacağız. | Open Subtitles | ،سنبحث عن أعظم الشرابين وأسرع شاربوا البيرة |
Çok bağırırsan kalbin çok daha hızlı atmaya başlar ve kanını daha çabuk kaybedersin. | Open Subtitles | كلما كنت أصرخ، وأسرع ضربات القلب الخاص بك، وأسرع سوف تنزف بها. |
Ayrı haneler olarak daha çabuk satılacaklar, biz de satışlardan pay alacağız. | Open Subtitles | سيبيعونها بكمية أكبر وأسرع كمنازل منفصلة, وسنحصل على نسبة من الأرباح |
Kurur kurumaz makineden çıkaracaksın işte. Elini çabuk tutup hemen katlaman lazım. | Open Subtitles | يجب عليك أن تُخرج ملابسك حالما تنتهي، وأسرع بطيّها حالما تستطيع |
Doğrudan tehdit edeceksin bu yüzden daha hızlı ve derinden gitmen gerek. | Open Subtitles | هذا تهديد مباشر، لذا أريد منكِ أن تفحصي الأمر بشكل أعمق وأسرع. |
Demek istedim ki genlerinizdeki bir kaç değişiklik ile daha iyi bir hafızaya sahip olabilirsiniz daha kusursuz daha doğru ve daha hızlı | TED | لنفترض أنني قلت بأنه مع بعض التعديلات البسيطة في جيناتك ستصبح بذاكرة أفضل أكثر تحديداً أكثر دقة وأسرع |
Görünen o ki, biz sadece devamlı hızlanan bir koşu bandı üzerinde değiliz, aynı zamanda koşu bandını da her seferinde daha hızlı değiştirmemiz gerekir. | TED | وبالتالي الصورة هي أننا نحن لسنا الوحيدين على ذلك الطاحون الذي يتسارع ولكن علينا تغير هذا الطاحون أسرع وأسرع |
Devam et ve evlen onunla! Ama Acele et, çünkü 5 aydır evimde ve zamanı doldu! | Open Subtitles | امض وتزوجها، وأسرع لأنها في بيتي منذ 5 أشهر، وقد نفذ وقتها |
Ama Acele et, çünkü 5 aydır evimde ve zamanı doldu! | Open Subtitles | امض وتزوجها، وأسرع لأنها في بيتي منذ 5 أشهر، وقد نفذ وقتها |
Tamam hızlısın ama, bir öyle hızlı gitmek var bir de böyle hızlı gitmek var. | Open Subtitles | انظر، أعني أنت سريع ولكن هناك أسرع وأسرع |
Ben senden daha güçlüyüm, senden daha hızlıyım ve gayet eminim ki ada halkını senden çok daha kolay bir şekilde etki altına alırım. | Open Subtitles | إنّي أقوى وأسرع منكِ، وأوقن أن بوسعي أن أُفتن أهل الجزيرة أسهل منكِ |
Biyoteknoloji muhtemelen en güçlü ve en hızlı gelişen teknoloji sektörü. | TED | البيوتكنلوجيا ربما هي الأقوى وأسرع مجال تكنلوجي سرعة في النمو |
Ama ben zehrin senin hakkından bu kadar hızlı geleceğini sanmıyordum. | Open Subtitles | لكني لم أعتقد أن السم سيكون أفضل منك وأسرع جدا |
beynimiz çok daha başarılı bir şekilde çalışır ve daha fazla, daha hızlı ve daha akıllıca çalışabiliriz. | TED | إذن سوف تعمل أدمغتنا بشكل أكثر نجاحا بحيث نكون قادرين على العمل أكثر وأسرع وبصورة ذكية |
Onu baştan yaratacağım. Onu güçlü, hızlı yapacağım. | Open Subtitles | سأعيد صنعه، سأجعله أقوى وأسرع. |