İmzala da, daha High Line Park'a gidip otel pencerelerinde sevişen insanları izleyeceğim. | Open Subtitles | حتى يمكنني الذهاب إلى ذلك المتنزه الراقي وأشاهد الناس يتضاجعون على نوافذ الفندق |
Ben senin geleneksel görevini devralıp izleyeceğim. | Open Subtitles | لا ، أعتقد أنني سأعمل بقاعدتك التقليدية وأشاهد |
Filmler hakkında yazarım ama çok az televizyon izlerim. | Open Subtitles | أكتب نقد عن الأفلام وأشاهد التلفزة نادراً |
- Artık dayanamıyorum. - Adliyeye gidip seyredeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع الإحتمال أكثر من ذلك سأذهب إلى قاعة المحكمة وأشاهد |
Bir süredir kendimi güvenlik kamerasından izliyorum ve kameradaki ben çok ayıp şeyler yapıyor. | Open Subtitles | وأشاهد نفسي في كاميرا الفيديو والتسجيل التصويري يفعل شيئاً لا أوافق عليه |
Şey, bazen oraya sadece takılmak... ve televizyon izlemek... bir evde yaşamak için gidiyorum. | Open Subtitles | حسنا ربما يوما سأعود إلى هناك وأشاهد التلفاز أعيش في المنزل |
Çünkü sus pus oturup bir aile faciasını izlemeyeceğim için mi? | Open Subtitles | لأني لن أجل بصورة سلبية بالخلف وأشاهد تراجيديا عائلتي تتمثّل؟ |
Tamamı değil. Birazdan içeri gidip biraz lezbiyen pornosu izleyeceğim. | Open Subtitles | جزء منها، لاحقاً سأذهب لغرفتي وأشاهد أفلام إباحية لسحاقيات |
İleride, burada böyle durup, saatlerce televizyon izleyeceğim. | Open Subtitles | أحيانا أنا فقط أقف هنا وأشاهد التلفاز لساعات |
Kiminle buluştuğun ya da randevulaştığın önemli değil ama onun başına bir şey gelirse oturup izleyeceğim. | Open Subtitles | لا أهتمّ مَن تقابلين أو مَن تواعدين. لكن لو وقع مكروه لها، لن أجلس وأشاهد. |
Pekâlâ, neden gidip kendine kaliteli bir kız bulmuyorsun? Ben evde kalıp, televizyon izleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً ، لمَ لا تذهب وتحضر لنفسك فتاة مميزة وسأبقي أنا هنا وأشاهد التلفاز المميز |
Ancak, ben çoğunlukla eve gider Amerika'nın en iyi mankenleri programını izlerim. | Open Subtitles | لكن غالبا ما أذهب إلى منزلي وأشاهد ملكة جمال امريكا الجديدة |
Ben insanları öldürür, geğirir ve sürekli porno izlerim. - Çok havalı değil mi? | Open Subtitles | أنا أقتل الناس وأتجشّأ وأشاهد الكثير من الأفلام الإباحية |
- Artık dayanamıyorum. - Adliyeye gidip seyredeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع الإحتمال أكثر من ذلك سأذهب إلى قاعة المحكمة وأشاهد |
Kıçımın üstünde oturup televizyon mu seyredeceğim? | Open Subtitles | أجلس وأشاهد التلفاز فحسب؟ هذا ليس أسلوبي يا رجل |
Her gün dışarıdaki insanların beni geçip The Paradise'a doğru yol almasını izliyorum. | Open Subtitles | , أقف في المتجر كل يوم وأشاهد الناس يأتون ويذهبون يمشون بجواري متوجهين إلى الفردوس |
Çatında harika gözüküyor. - Arada bir sana gelip kilise kanalını izlemek isterim. | Open Subtitles | عجبا،هذةقطعةحلوىمبهرةفوقسطحالبيت، أحب أن أزوركم وأشاهد قناة الكنيسة هذة.. |
Burada durup, sevdiğim iki insanın, bu tuzağa düşmesini izlemeyeceğim, duydunuz mu? | Open Subtitles | أنا لن أقف وأشاهد صغيران أنا مهتمه بهم يقعون في المتاعب, هل تسمعونني ؟ |
Veranda yapıyorum, akşamları pipomu tüttürüp kahvemi içerken batan güneşi seyretmek için. | Open Subtitles | أنا أبني شرفة كي أجلس بها مساءاً وأدخن غليوني ... ... وأشرب القهوة وأشاهد الغروب |
Pozitiflerden oluşan milislerin bu şehrin kontrolünü ele geçirmesine seyirci kalmayacağım. | Open Subtitles | أنتِ على خطأ لن أقف بجانبه وأشاهد مقاومة شعبية للنواحي إيجابية |
Bazen okul çıkışında, stadyumun çimlerini biçen adamları izlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | ,حسنـــاً, بعض الأوقات بعد المدرسة أنا أحب أن أذهب إلى ملعب كرة القدم وأشاهد . الرجل يجز العشب |
Benim için en iyisini yapmaya çalıştığını biliyorum, ama oturup bir grup pisliğin en iyi arkadaşımın öldürülmesiyle ilgili hiçbir şey yapmamasını izleyemem. | Open Subtitles | أعلم أنك تحاول نصحي، لكن لا يمكنني أن أجلس وأشاهد حمقى لا يقبضون على قتلة صديقي |
arkama yaslanıp serserinin tekinin seni taciz etmesini mi izleyeyim? | Open Subtitles | أجلس بالخلف وأشاهد أحد الحمقى وهو يتحرّش بكِ ؟ |
Belki de burada kalıp maçı seninle birlikte izlemeliyim. | Open Subtitles | حسناً, اظن انني سأبقى هنا. وأشاهد المباراة معك. |
Şehir merkezindeki en sevdiğim bankta oturup saatler geçene kadar izlerdim ta ki koltuklarda, arabaların içinde, binaların veya depoların içerisinde birkaç saatlik uyku için gizlice girene kadar. | TED | كنت أجلس علي مقعدي المفضل في وسط المدينة وأشاهد الساعات تمضي حتى أتمكن من اختلاس بضع ساعات من النوم على الأرائك، وفي السيارات، وفي المباني، أو في وحدات التخزين. |
Bak, kendime balık köftesi yapıp maçı televizyonda izleyecektim. | Open Subtitles | اسمعي، كنتُ سأطهي لنفسي أصابع السمك وأشاهد المبارة على التلفاز |
Böylece sen en sevdiğin şovu izleyebilirsin ve ben de en sevdiğim şovu izleyebilirim. | Open Subtitles | لتشاهدك عرضك المفضل وأشاهد أنا عرضي المفضل |