Bir şeyler paylaşmak iyidir, mesela sır ya da onun gibi şeyler. | Open Subtitles | من الجيد أن تشارك آخرين ما تفعل مثل الاسرار وأشياء كهذه |
Koluna bıçak, tokmak gibi şeyler koyabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا وضع أشياء رائعة على جذعه الممتلئ مثل السكاكين والمطارق وأشياء كهذه |
Her neyse, babanız sizi okula bırakacak, okuldan alacak, ben gelene kadar size bakacak, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | على كل حال,أبيكم سوف يأخذكم إلى المدرسة ينتبه لكم يعتني بكم حتى اعود للمنزل, وأشياء كهذه |
Boynunu ısırır ve kanını emerler. Onun gibi şeyler. | Open Subtitles | يعضون عنقك ويشربون دمك وأشياء كهذه |
Yazları Hamptons'da, kışları Aspen'de kayak... Bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | الصيف في الـ "هاملتونز" والتزلج في "أسبن", وأشياء كهذه. |
Bana göster,'' ve bu gibi şeyler. | TED | أرني ما الجديد ", وأشياء كهذه. |
Chopin, Debussy. Bunu gibi şeyler. | Open Subtitles | شوبان ودبيوسى وأشياء كهذه |
Şey, aslında hayır. Juanita var, ve bir kaç hizmetçi, uşak gibi şeyler. | Open Subtitles | لا ، هناك (وانيتا) وبعض الخدم وأشياء كهذه |
Bir şeyler paylaşmak iyidir, mesela sır ya da onun gibi şeyler. | Open Subtitles | مثل الاسرار وأشياء كهذه |
Sadece gelirken viski ya da birkaç yoga hareketi gibi şeyler getirirsen iyi olur. | Open Subtitles | عليك فقط أن تجلب بعضًا من نِعَم الحفلات المضادة للفزع كالخمر وبعض تمارين اليوجا الجديدة ... وأشياء كهذه - أقدّر ذلك - |