Bunu kardeşlerimizle ve dostlarımızla ve arkadaşlarımızla ve meslektaşlarımızla yapabiliriz. | TED | نستطيع القيام بذلك مع أشقائنا أو شركائنا وأصدقائنا وزملائنا. |
Yeni kimlikler almalıyız. Ailemiz ve arkadaşlarımızla tüm ilişiği kesmeliyiz. Kılık değiştirip sadece hava kararınca dışarı çıkmalıyız. | Open Subtitles | نقطع جميع صلاتنا بعائلاتنا وأصدقائنا نرتدي ملابس تخفينا ولانخرج سوى في المساء |
Montcalm ve dostumuz Fransızlar İngilizlerden daha kuvvetli. | Open Subtitles | ومنتكالم وأصدقائنا الفرنسيين أقوياء أكثر من الإنجليز |
Montcalm ve Fransız dostlarımız İngilizlerden daha güçlü. | Open Subtitles | ومنتكالم وأصدقائنا الفرنسيين أقوياء أكثر من الإنجليز |
Ve ailemiz ve arkadaşlarımız ile birlikte dirliğimiz adına ilerleyebilmemiz için, bu yola odaklandığımıza emin olmalıyız. | TED | ولكي نمضي قدمًا معًا، مع أسرنا وأصدقائنا ومن أجل صحتنا علينا التأكد أننا نركزُ على هذه الطريقة. |
Ama onlara saygılı davranılması gerekir aynen çocuklarımıza, arkadaşlarımıza davrandığımız gibi. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تعامل بنفس الاحترام التي تعاملنا مع أطفالنا، وأصدقائنا. |
Sadece aile ve arkadaşlarımızın karşısına çıkıp biraz eğleneceğiz. | Open Subtitles | فقط سنخرج أمام عائلتنا وأصدقائنا هذه الليلة ونقضي وقتاً ممتعاً، حسناً؟ |
- Bu yüzden ailemizi ve arkadaşlarımızı terk ettik. | Open Subtitles | لهذا السبب تركنا عائلتنا وأصدقائنا |
Geçtiğimiz sekiz yıl boyunca her perşembe akşamı arkadaşlarımızla birlikte bu çatı altında toplanıp tam olarak bu noktada, peynir ve sosla kaplanmış hamuru yedik günün olaylarını tartıştık ve evet, bir iki kez gülmüşlüğümüz var. | Open Subtitles | كل ليلة خميس بالسنوات الثمان الأخيرة أنت و أنا وأصدقائنا قد اجتمعنا هنا بهذا المكان تماماً نتقاسم خبزاً مغطى بالجبن والصلصة |
Şimdi gidip bunu Arjantindeki ailelerimizle, eşlerimizle ve arkadaşlarımızla kutlayacağız. | Open Subtitles | الآن، سنذهب ونحتفل بهم ..."مع عوائلنا في "الأرجنتين ...مع زوجاتنا وأصدقائنا |
..onca dostumuz arasında | Open Subtitles | كل عائلتنا وأصدقائنا! مثل ، مثل أن مهبل سخيف ، الذين لم أكن اجتمع قبل ، هذا الصديق؟ |
İşte bu yüzden, ben de kurumum adına, karşı kıyıdan gelen dostumuz Bayan Goodwin'e yardımcı olmak için buradayım. | Open Subtitles | لذا، نحن هنا لتقديم المساعدة للسيّدة (غودوين) وأصدقائنا عبر الشاطئ |
Müebbet yatanlar ve idamını bekleyen dostlarımız için. | Open Subtitles | لجميع المحكومين بمدى الحياة وأصدقائنا المحكوم عليهم بالإعدام. |
Ve bizim dostlarımız oraya buraya kaçışacaklar. | Open Subtitles | وأصدقائنا سيهربون من هنا ويهربون من هنا، يهربون من هنا... |
Hep olduğu gibi yine yanımdaydın ama arkadaşlarımız dışarıda ve gidip onları bulmalısın. | Open Subtitles | لقد كنت هنا بالنسبة لي كما هو الحال دائما، وأصدقائنا هناك، وكنت بحاجة للذهاب الحصول عليها. |
Hep olduğu gibi yine yanımdaydın ama arkadaşlarımız dışarıda ve gidip onları bulmalısın. | Open Subtitles | ، لقد كنت متواجداً لأجلي دائما ، وأصدقائنا في الخارج هناك . و تحتاج لـ الذهاب لتجدهم |
Özellikle de istediklerimizi, ki bunlar bize ve arkadaşlarımıza bağlı şeylerdir, elde etmemizi sağlayan ve tüm bunları tanımadığımız insanlar içinde uygun hale getiren yeni çeşit dijital platformları araştırdık. | TED | كنا نبحث تحديدا في تلك الأنواع من المنصات الرقمية التي مكنتنا من أخذ ممتلكاتنا, تلك الأشياء التي إعتادت أن تكون مقصورة علينا فقط, نحن وأصدقائنا في بيوتنا, و أن نجعلها متاحة لأناس لا نعرفهم. |
Ailelerimize ve arkadaşlarımıza birçok mutluluk yaşattı. | Open Subtitles | وقد جلب سعادة كبيرة لعائلتنا وأصدقائنا |
Bütün gördüklerimiz, yoldaşlarımızın, arkadaşlarımızın ölümü vebanın ya da salgın hastalığın işi değildi. | Open Subtitles | ، ما رأيناه جميعا موت رفاقنا ، وأصدقائنا لم يكن طاعون ، أو نكبة |
Bu yüzden ailemizin, arkadaşlarımızın ve en önemlisi senin önünde duruyorum. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني أقف أمام من عائلتنا وأصدقائنا لكن اهم شيء, أمامك |
Ailelerimizi ve arkadaşlarımızı geride bıraktık. | Open Subtitles | ترك عائلاتنا وأصدقائنا. |