Sizin bunu böyle düşündüğünüzü, bina 2500 yıl önce Yunanların inşa ettiği bir binaya dayandığı için biliyorum. | TED | وأعرف أنكم تفكرون على هذا النحو لأنه مبني على أساس بناء أسس منذ 2500 سنت خلت من طرف اليونانيين. |
Hissedeceğinizi biliyorum çünkü şu an, tüm yıllardan sonra bile, hâlâ hatırlayabilirsiniz. | TED | وأعرف أنكم شعرتم بها لأنكم الآن، حتى بعد مرور كل تلك الأعوام، لا يزال بإمكانهم تذكرها. |
Senden hiç hoşlanmamıştım ve beni duyabildiğini biliyorum. | Open Subtitles | لم أكن معجبة بكم ,وأعرف أنكم تستطيعون سماعي |
Baylar, bizden iki kişiyi öldürdüler. İntikam almak istediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | يا سادة، شرطيان منا قد تم قتلهما، وأعرف أنكم تريدون أن تجعلهما أن يدفعا الثمن |
Bana yardım etmek istemediğinizi biliyorum ama bunu kardeşime yardım gibi düşünün. | Open Subtitles | ومثلهم حين تسلموني أخي وأعرف أنكم لا تريدون مساعدتي ولكن رجاء فكروا في مساعدة أخي |
İsmim John Reid ve o yerleşim yerlerine saldırmadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | اسمي هو (جون ريد)! وأعرف أنكم لم تُغّيروا على المُستعمرات |
Benden utandığınızı da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنكم تخجلون مني |
Benden utandığınızı da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنكم تخجلون مني |
— Pek kaltakça. Bunlar dikiş gerektirmeyen perdelerdir. Hepiniz bayılıyorsunuz, biliyorum. | Open Subtitles | هذه هي ستائر (كافيه) التي لا تتطلب" "خياطة وأعرف أنكم جميعاً تحبون هذا |
İyi niyetli bir mevduat sigorta kurumu olmadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنكم لستم جمعية خيرية |