Fife'dan buraya en yakın vapur Burntisland'dan geliyor. | TED | وأقرب عبارة من فايف تكون من بيرنتايلاند. |
en yakın kara Antarktika’ydı ve bana en yakın insanlar da muhtemelen üzerimdeki Avrupa Uzay İstasyonunda çalışanlardı. | TED | وكانت أنتاركتيكا أقرب أرض وأقرب تكتل بشري سيكون أولئك الذين يتحكمون بمحطة الفضاء الأوربية من فوقي. |
Ve en yakın yıldız 4.2 ışık yılı uzaklıkta, yani oraya ulaşmak 4.2 yıl alıyor. | TED | وأقرب ثاني نجم يبعد 4.2 سنة ضوئية ، وهذا يعني أن الضوء يستغرق 4.2 سنة ليصل إلينا. |
Ve galaksimizin diğer ucu bize 75,000 ışık yılı, ve bize en yakın galaksi 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta. | TED | وطرف مجرتنا يبعد 75,000 سنة ضوئية ، وأقرب مجرة لنا 2.5 مليون سنة ضوئية. |
Ama şunu unutmayın ki onlar benim en eski ve en yakın arkadaşlarım. | Open Subtitles | لكن رجاءاً تذكروا هذا هؤلاء أقدم وأقرب أصدقائي |
O ve en yakın rakibi birbirleriyle dip dibeler. | Open Subtitles | يعيش وأقرب منافسيه على مسافة قصيرة بينهما. |
Madem doktor değilsin, en yakın hastahane de kilometrelerce uzaklıkta iken; bunu teslim etsem iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | وبما أنك لست طبيبا وأقرب مستشفى من هنا على بعد أميال فقد كنت أفكر باعطائك هذا |
Ben onun kardeşiydim hayatındaki en yakın kişi. | Open Subtitles | لقد كنت أخاها، وأقرب الناس لها في الحياة. |
Tasarım hayatımda yaklaştığım en yakın şey, ne bileyim bitmeyen, sayılamaz saatler ve bir de moda dergileri tabii. | Open Subtitles | وأقرب ما فعلته لدراسة تصميم الأزياء هو لا أعلم , الساعات الانهائية التي قضيتها وانا اتصفح الانترنت على صفحات الازياء |
Güneş sistemimizde yaşama elverişli gezegen yok ve en yakın yıldız bin yıllık mesafede. | Open Subtitles | ليس هُناك كوكب في نظامنا الشمسي بوسعهأنيحافظعلى الحياة.. وأقرب نجم يكون على بعد 1000 سنة. |
Güneş sistemimizde hayatı destekleyecek bir gezegen yok ve en yakın yıldız 1000 yıldan daha uzakta. | Open Subtitles | لا يوجد كوكب في مجموعتنا الشمسيّة يدعم الحياة عليه وأقرب نجم يبعد أكثر مِنْ ألف سنة |
Acil destek lazım ve en yakın memurum 20 dakika uzakta. | Open Subtitles | نحتاج إلى مساعدة فورية وأقرب ضابط يبعد عشرين دقيقة عن موقع الحادث |
Şehrin sana sırtını dönecek ve polis merkezindeki en yakın dostların sana suçlu diyecek. | Open Subtitles | لسوف تنقلب مدينتك عليك. وأقرب حلفائك في قسم الشرطة سينعتونك مجرمًا. |
Işığın öbür tarafında olan şeye dokunmak istiyordun ve sana en yakın şey aletimdi. | Open Subtitles | هل تريد أن تلمس ما هو على الجانب الآخر، وأقرب واحد للكم هي لغتي الجنس. |
Abe benim en eski, en yakın dostum ve annesinin kayboluşu kapanmayan bir yara. | Open Subtitles | ابي بلدي أقدم وأقرب صديق، واختفاء والدته هو الجرح النازف. |
Burada kimsede yok. Ve en yakın havuz malzemeleri satan yer de Fayetteville'de. | Open Subtitles | لا أحد هنا ممكن أن يصلحها، وأقرب مكان يوفرالمعداتليصلحهاهوفيفايتفيل. |
Buradaki kimsede yokmuş ama en yakın havuz malzemeleri satan yer Fayetteville'de. | Open Subtitles | لا أحد هنا ممكن أن يصلحها، وأقرب مكان يوفرالمعداتليصلحهاهوفيفايتفيل. |
Saatlerce kapının önünde bekledim. Batman'e en yakın şey pencereden içeri giren yarasaydı. | Open Subtitles | انتظرته لساعات وأقرب شيء لباتمان رأيته كان روبن يهرب من الغرفة |
Ailesini ve en yakın arkadaşlarını toplayın suçlu ya da değil, bir ders verilmeli. | Open Subtitles | تقريب عائلته وأقرب أصدقائه. مذنب أو لا، مثال يجب أن يكون. |
..en yakın ve sevgili dostlarımız olarak sizi yanımızda istiyoruz. | Open Subtitles | نريدكم انتم الاثنين بجانبنا... كأعز وأقرب الأصدقاء. |