Fazlalık sahibi ülkeler derken Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'dan bahsediyorum. | TED | وأقصد بالمناطق ذات الفائض هنا، قارات أمريكا الشمالية والجنوبية وأوروبا. |
Ve siz derken, elbette insan hayatını bir günden daha çok umursayanları kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد بواو الجماعة هنا طبعاً أولئك الأشخاص منكم الذين يهتمون بحياة البشر لدرجة أن يتعبوا أنفسهم يوماً كاملاً لأجلها |
Sokakta söylenilene göre fahişelere karşı bir düşkünlüğü varmış. Düşkünlük derken onları kesip biçmeye olan düşkünlüğü kast ediyorum. | Open Subtitles | أشيع أنّه يميل لبائعات الهوى، وأقصد بالميل أنّه يميل لتقطيعهنّ. |
Kiliseye giderlerden kastım, birbirleri için birçok şeyi herhangi bir karşılıksız yaparlar. | TED | يذهبون إلى الكنيسة، وأقصد بذلك، فإنهم يقومون بالكثير من الاشياء بدون مقابل لبعضهم البعض. |
Ve kimse diyerek olumsuz davranışlı yeni emo cadı tiplerini kast ediyorum. | Open Subtitles | وأقصد بأيّ أحد ساحرة مبتدئة سيّئة المزاج. |
Ve bela derken, uydururuz demek istiyorum. | Open Subtitles | وأقصد بقولي، نوقعك بمشاكل كبيرة أننا سنختلقها. |
Nişanlı sayılır derken nişanlı falan değilim yani. | Open Subtitles | وأقصد بكوني مخطوبة عمليًا أنّي لستُ مخطوبة بالمرّة. |
Selam. Sana teşekkür pastası yaptım. Yani "yaptım" derken "aldım" demek istiyorum. | Open Subtitles | أهلا , أعددت لك فطيرة شكر وأقصد بكلمة " أعددت " يعني أشتريت |
Bence sen, bu arada "sen" derken elbette ki karakterinden bahsediyorum. | Open Subtitles | ، أنك أنت وأقصد بـ "أنت" شخصيتك في المسلسل |
Yeni derken eski Maidenform'u kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد بالجديد، اني "مايدن فورم" قديم |
Biz derken, kendimi kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد أنّني من فعل ذلك. |
Gece derken hafta sonunu, hafta sonu derken de Zoe'i kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد عطلة نهاية أسبوعك (وبالتحديد أعني (زوي |
Yağ derken, motor yağını kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد بالزيت .. |
Şunu derken, hızını kastediyorum. | Open Subtitles | وأقصد بهذا، سرعتك |
Konuşma derken ciddiyim. | Open Subtitles | وأقصد بكلامي التحدّث فعليًّا |
Gerilim derken cinsellikten bahsediyorum. | Open Subtitles | وأقصد التوتر الحميميّ. |
Kapı derken, asansörü kastettim. | Open Subtitles | وأقصد بالباب ... |
"Satın almaktan kastım, çalmak zorunda kaldım. "Umarım tatilde iyi eğleniyorsundur. | Open Subtitles | "وأقصد بكلمة الشراء، السرقة، أتمنّى لك الاستمتاع في رحلتي" |
Fakirden kastım sağlık için devlet yardımı alanlar. | TED | وأقصد بالفقراء جميع المدرَجين في برنامج (ميديكيد). |
Meseleden kastım, özel yerim. | Open Subtitles | وأقصد بها أمرا خاص بي |