"وألقى" - Translation from Arabic to Turkish

    • attı
        
    • atmış
        
    • itti
        
    Böylece, yedi yaşındayken, bütün oyuncaklarımı, bebeklerimi topladı ve hepsini attı. TED لذلك عندما كنت في السابعة من العمر، جمع كل ألعابي، كل الدمى، وألقى بها في القمامة.
    Kolları yanıyordu. Kendini dışarı attı. Open Subtitles ،كانت ذراعاه تحترقان وألقى بنفسه إلى الخارج
    Filmi posta kutumuza attı. Open Subtitles ودفعنا بالمال , وألقى الفيلم في صندوق بريد
    Onu takip edip, kaçmaya çalıştığında onu trende sıkıştırmış ve pencereden atmış olabilir. Open Subtitles تبعه عندما حاول الهروب ثانية حاصره على القطار وألقى به من النافذة دون أن يخبر الأثنين الآخرين
    Adam arabasıyla kolayca içeri girmiş, kızı atmış ve gitmiş olmalı. Open Subtitles ليس هناك دخول مسور وأعتقد بأنه دخل وخرج بسهولة وألقى بها وهرب
    Anne, baba Patch beni şömineye itti. - Önce Lucky beni itti. Open Subtitles باتش ضربني وألقى بي في الألعاب النارية لاكي هو من ضربني أولا
    2 yıl önce buraya gelen bir adam vardı mola yerinden bir çocuk kaçırıp madenin hava boşluğuna attı. Open Subtitles لقد أتا هنا رجل من سنتين , إختطف صبي صغير من المحطة وألقى به في المنجم
    Kadının üzerine dağ yürüyüşü giysilerini giydirdi ve cesedini çöle attı. Open Subtitles وضعها بزي رياضة المشي وألقى بجثتها في الصحراء
    Yani birisi onu öldürdü ve intihar gibi görünmesini umarak raylara attı. Open Subtitles قام احدهم بقتله وألقى به على السكة الحديدية على أن أمل أن يجعلها تبدو كعملية إنتحار
    Bir gece, hepimizi laboratuvarına davet etti bize tarih hakkında bir sürü nara attı şampanya falan açtı az önce kanserin tedavisini bulmuş gibiydi. Open Subtitles في اِحدى الليالي قام بدعوتنا جميعاً إلى المعمل وألقى بذلك الخطاب عن التاريخ مُقدماً الشمبانيا وكأنه قد عالج داء السرطان
    Bir arama izni çıkardı, deponun içerisine bir göz attı. Open Subtitles لقد حصل على مُذكّرة، وألقى نظرة داخل المطعم
    Beni üniversiteye bırakırken tecavüz düdüğü verip genç bir kadın olmakla ilgili uzun bir nutuk attı. Open Subtitles وعندما اوصلني الى هنا اعطاني صفارة انذار بالحوادث وألقى علي محاضرة بشأن التصرف السليم كشابة
    Sonra sokağa sürükleyip yoldan geçen bir kamyonun önüne attı ve kız ezilerek öldü. Open Subtitles وحملها إلى الشارع وألقى بها أمام شاحنه قمامة سحقت جسدها وقتلتها.
    Sonra onu dışarı sürükleyip ordan geçen bir çöp kamyonuna attı ve kız ezilerek öldü. Open Subtitles وحملها إلى الشارع وألقى بها أمام شاحنة قمامة سحقت جسدها وقتلتها.
    Eski eşim tarafından denetlenme fikrine karşı çıkınca bunu onaylamadı ve 6 aylık oğlum Abdullah ile birlikte beni evinden attı. TED عندما رفضت فكرة مراقبتي من زوجي السابق، لم يتقبل الأمر، وألقى بي خارج منزله، أنا وابني الصغير عبد الله البالغ من العمر ستة أشهر.
    ve onu Silent Hill'ın yukarısındaki bir çukura attı. Open Subtitles وألقى به أسفل المنجم عند سايلنت هيل
    Sonunda giysilerimi parçaladı ve beni yarı çıplak sokağa attı. Open Subtitles لقد مزّق ملابسي وألقى بي إلى الشارع
    "Onları bir uçağa bindirdi ve denize attı. Open Subtitles وضعهم في طائرة وألقى بهم في البحر.
    Birisi buraya getirip atmış olmalı. Open Subtitles شخـص مـا إقتـادهم إلى هـنا وألقى بهم
    O halde, birisi çarpmış ve bir kenara atmış. Open Subtitles إذاً شخص ضربها وألقى بها
    Arabayı durdurup kızı kenara atmış. Open Subtitles توقف بسيارة وألقى بها
    Her şey önüne serildi ama o elinin tersiyle itti. Open Subtitles تم منحه كل شيء وألقى به بعيداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more