Rehineler, Çıkışların güvenliği. | Open Subtitles | سيطر على الرهائن، وأمن مخرج الطوارئ، تم الإنجاز خلال 4 دقائق و20 ثانية. |
Kampus güvenliği bugün derslerine girdiğini teyit etti. | Open Subtitles | لقد قمت بالإتصال وأمن الحرم المدرسي يؤكد لي |
Şövalyeler Komutanı Tapınak şövalyelerinin kilisenin güvenliği konusunda garanti verdi. | Open Subtitles | قائد الفرسان أكد لي بأن فرسان المعبد سيؤمنون حماية وأمن الكنيسة |
Eko 2, servis tünellerinden girin ve üçüncü bölgenin güvenliğini sağlayın. | Open Subtitles | إيكو 2، أدخل عبر فتحات الأنفاق وأمن المستوى الثالث |
Kendini, ailesinin hayatın ve köyünün güvenliğini benim için tehlikeye attı. | Open Subtitles | لقد وضع حياته، وعائلته وأمن قريته على محك من أجلي |
Bu enerji, daha sonra temiz ve güvenli bir şekilde bizim dünyamıza nakledilecek ve böylece bin yılllık enerji ihtiyacımız karşılanmış olacak. | Open Subtitles | التي ستحصد كتله الصدى و تقوم بتحويلها إلى طاقة كهرومغناطيسية ثم يتم نقل هذه الطاقة بشكل نظيف وأمن الى عالمنا |
Baban ve aşığın sıcak ve güvenli bir yerde konaklıyorlar. | Open Subtitles | ... والدك , وحبيبك ... وكيانك الحى إنهم فى مكان دافىء وأمن |
Burada olanlar konusunda mutsuz olmanı anlıyorum Yüzbaşı ama yaptığımız her şey bu ülkenin güvenliği ve emniyeti için. | Open Subtitles | انا اتفهم استيائك لما حدث اليوم , ايها النقيب ولكن كل شيء قمنا بفعله كان من اجل حماية وأمن هذا الوطن. |
Hayvanların sağlığı ve güvenliği için lütfen elinizi suya sokmayın. | Open Subtitles | من أجل صحة وأمن الحيوانات.. أرجوكم لا تضعوا أيديكُم فى الماء. |
Ve bu otelin güvenliği kesin spor salonundan yeni çıkmıştır. | Open Subtitles | وأمن هذا الفندق قادمين لتوهم من صالة الألعاب الرياضية. |
Şu anda, tek endişem,Başkanın emniyet ve güvenliği olmalı. | Open Subtitles | في الوقت الحالي همي الوحيد هو المحافظة على سلامة وأمن الرئيس. |
Meseleyi siyasileştirmemeliyiz. Mesele güvenlik ve emniyet meselesi. Silah sahibi olan, olmayan herkesin emniyet ve güvenliği meselesi. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكون سياسيًا، بل لسلامة وأمن الجميع |
Bu evin ve içindekilerin güvenliği yeni misyonumuz. | Open Subtitles | هذا البيت وأمن من بداخله هي مهمتنا الجديدة |
Meseleyi siyasileştirmemeliyiz. Mesele güvenlik ve emniyet meselesi. Silah sahibi olan, olmayan herkesin emniyet ve güvenliği meselesi. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكون سياسيًا، بل لسلامة وأمن الجميع |
Otoyol devriyesini, demiryolu ve havaalanı güvenliğini alarma geçirdim. | Open Subtitles | سبق وحذرتُ دوريات الطرق السريعة وشركة السكك الحديدية وأمن المطار. |
İnsanlar galeyana geldiklerinde ilk kez gerçekten bağırdıkları şey: "Fakat biz bu çeki bozdurmaya geldik, öyle bir çek ki, bize bol bol özgürlük verecek ve adaletin güvenliğini sağlacak." | TED | لكن عندما اتُهموا، لأول مرة، انفعلوا قائلين: "لذا علينا أن نرد القرض قرض يعطينا حسب الطلب، ثروات الحرية وأمن العدالة". |
O bir İngiliz Subayı olduğundan şimdi İngiltere mahkemelerinde görüşülecek olan bir dava için mi, saygınlığımı ve ailemin güvenliğini riske attım? | Open Subtitles | راهنت بسمعتي وأمن عائلتي على أن لايحاكم في "إنجلترا" ضابط إنجليزي ؟ |
Fakat, bizim Washington'daki önceliğimiz sizin ve ailenizin güvenliğini garanti altına almaktır. | Open Subtitles | لكن أولويتنا هنا في (واشنطن) هي ضمان أمنك وأمن عائلتك |
Yiyecek ve güvenli bir barınak... | Open Subtitles | "غذاء ومأوى، سلامة وأمن". |