| Apartman sahibi aşağıda bir daireyi gezdiriyor ve ben kiramı ödemedim. | Open Subtitles | رأيت مدير المبنى في شقة بالأسفل وأنا لم أسدد إيجاري بعد |
| ve ben de Alex meselesini atlatmakta hiç problem yaşamadım. | Open Subtitles | وأنا لم تكن لديَّ أدنى مشكلةٍ لتجاوز مشكلة أليكس بأكملها |
| Bu – onun bebeği çok küçük, ve ben hiç bu kadar can sıkıcı bir görüntüyle karşılaşmamıştım -- fakat aynı zamanda çok da içten. | TED | هنا .. طفله كان صغيرا جدا، وأنا لم أصادف أبدا مثل، يالها من .. صورة صادمة، ولكن تلامس القلب. |
| Evleniyorsun ama ben daha nişanlınla tanışmadım. | Open Subtitles | ..أنت ستتزوجين. وأنا لم ألتق أبدا بخطيبك |
| Sanki o benim için her şeyi yapmıştı ama ben onun için hiçbir şey yapmamıştım. | Open Subtitles | كأنه فعل كل شيء من أجلي وأنا لم أفعل شيئا بالمقابل |
| Ben de seninle iki buçuk saat kayıp bir galaksiyi arayacağımızı düşünmezdim. | Open Subtitles | وأنا لم أكن أظن أنهم سيبحثون عن المجرة الضائعة في ساعتين ونصف |
| - Ben olmadım ve hâlâ da pişmanım. - Seni durduran kim? | Open Subtitles | وأنا لم أفعل ومازلت نادمة على ذلك من يوقفك ؟ |
| Bir şekilde, annem, oğlum ve benim için bu güne kadar kimsenin yapmadığını yaptın. | Open Subtitles | ما فعلته لأمي، ولأبني وأنا.. لم يفعله احد من قبل |
| Yani eleştiri ve düşmanlık işe yaramıyor ve ben bu argümanları dinlemedim. | TED | إذا، النقد والعداء لا يجديان، وأنا لم ألق بالًا لهذه الحجج. |
| Lauran ve ben konuşmasaydık kendisine karşı tepkili olacaktım ve bu arkadaşlığımıza alttan alta bir saygısızlığın yerleşmesine sebep olabilirdi. | TED | لو أن لورين وأنا لم نتحدث في ذلك، لكنت قد انزعجت منها، وكان يمكن أن يؤدي ذلك إلى الكثير من عدم الاحترام في صداقتنا. |
| Değil. ve ben senin özgürlüğüne hiç karışmadım. | Open Subtitles | الأمر ليس كذلك، وأنا لم أتدخّل أبداً بحريتك |
| Jenkins aramayı asla bırakmazdı ve ben Academy Club'te güvende değildim.. | Open Subtitles | جينكنز لن يتوقّف عن البحث، وأنا لم اكن في امان في نادي الأكاديمية |
| Ya bu adam benim kaderim ise ve ben onunla hiç tanışamazsam? | Open Subtitles | ماذا لو كان هذا الرجل هو قدري، وأنا لم أقابله أبدا |
| O,Washington'a gitmek istedi ve ben de kariyerine engel olmak istemedim. | Open Subtitles | كانت تريد الذهاب إلى "واشنطن" وأنا لم أرد الوقوف أمام مستقبلها |
| Bahçede bir adam gördüğünü söyledi. ama ben bir şey görmedim. | Open Subtitles | قالت أنها رأت رجل فى الحديقه وأنا لم أرى شئ |
| Sanki seni aldatmışım gibi davranıyorsun, ama ben seni asla aldatmadım sadece bir kere kendimle aldatıyordum. | Open Subtitles | تتصرفين وكأني قد خنتك وأنا لم أخنك أبداً |
| Sen sürpriz yapmaya çalışıyordun ama ben kendimi pek iyi hissetmiyordum. | Open Subtitles | لقد فَاجأتَني،تَعْرفُ؟ وأنا لم اكن بحالة جيدة. |
| Amelia bana sevişme teklifinde bulundu Ben de O'na bir cevap veremezdim. | Open Subtitles | اميليا عرضت علي عمل علاقة معها وأنا لم اتمكن ان اعطيها جوابا |
| Bunu hiç düşünmüyordun, Ben de bir şey söyleyip tuhaf biri olmak istemedim. | Open Subtitles | يبدو أنكِ لا تُفكري بالأمر كثيراً، وأنا لم أقُـل شيء لأنني لم أُرِد أن أكون الشخص الغريب |
| - Ben de SSR'da bir şey bulamadım. | Open Subtitles | وأنا لم أستطع العثور على أي شيء أيضاً من ملفات الوكالة |
| Baştan beri senle ve benim aramda sürekli olabilecek bir şey yaşanamazdı, değil mi? | Open Subtitles | أنتي وأنا لم يكن لنا علاقة ببعضنا في المقام الأول, أليس كذلك؟ |
| Sen tüm bunları benim için yaptın, Bense sana hiçbir şey veremedim. | Open Subtitles | ولكنك قمت بكل هذا من أجلى وأنا لم أقوم لكِ باى شيء |
| Onların benim ailem olduğunu söylüyor, ben onları hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | هي قالت إنهما والداي وأنا لم أرهما في حياتي من قبل |