Konuşmayı ben başlatırım, Sen de istediğin konuda konuşabilirsin. | Open Subtitles | أستطيع البدء وأنت تستطيع التحدث بشأن أي شيء تريد التحدث عنه |
Çince konuşmadığımdan Sen de belli ki anlıyorsun. | Open Subtitles | لأنه بكل بساطة أنا لا أتحدث الصينية وأنت تستطيع ذلك |
Bu yeni bir başlangıç ve buna Sen de katılabilirsin. | Open Subtitles | هذه بداية جديدة وأنت تستطيع الالتحاق بنا |
Sen de yaparsın. | Open Subtitles | أستطيع أن أقوم بهكذا شئ , وأنت تستطيع كذلك |
Ben Tanrı'nın ışığıyla çalışıyorum ama Sen büyünle benim gördüklerimi göremiyorsun. | Open Subtitles | أنا أعمل تحت نور الله، وأنت تستطيع أن ترى أشياء أعجز عن رؤيتها بواسطة سحرك؟ |
Sen istediğin gibi görevine ve inancına devam et. | Open Subtitles | وأنت تستطيع الإستمرار في مهمّتك أو دينك... |
Ve Sen de kendini becerirsin. | Open Subtitles | وأنت تستطيع الذهاب والعيش في كآباتك |
Ben ayın sonunu getirebilmek için uğraşıyorum ama Sen gidip bir Porsche alabiliyorsun. | Open Subtitles | أنا أكافح لأجل المعيشة وأنت تستطيع أن تشتري "بورش". ؟ |
ve kendi için bir şeyleri başardı, Sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | ، وحقق ذلك بنفسه . وأنت تستطيع أيضاً |
Sevdiğin şeyleri orada görebiliyorum... Sen de benim sevdiğim şeyleri görebiliyorsun... birbirimizi dürtebiliyoruz falan işte. | Open Subtitles | أستطيع رؤية الأمور التي تحبها وأنت تستطيع رؤية الأمور التي أحبها ونستطيع وكز لبعضنا البعض وأمور أخرى خاصية في الفيسبوك لتخبر شخص أنك موجود وتريد التحدث معه |
Sen ve ben onlara zarar verebiliriz. | Open Subtitles | أنا وأنت تستطيع أن تفعل أنها الجرحى. |
Sen de benimkileri! | Open Subtitles | وأنت تستطيع أن تسمع أفكاري |
Sen de sihirbaz olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تستطيع أن تعرف أنني ساحر |
Ve Sen bunu yapabiliyorsun? | Open Subtitles | وأنت تستطيع هذا؟ |
Sen de iyi para topluyorsun. | Open Subtitles | وأنت تستطيع أن تجمع المال. |
Onu ben yerim, Sen benimkini alabilirsin. | Open Subtitles | سأكلها وأنت تستطيع أخذ هذه |