Onu asla sevmediğini, aptal biri olduğunu ve kendisini hak etmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال بانه لن يحبها أبدا وأنها كانت غبية وأنها لم تستحق الحب |
Yağmur için zor olduğunu ve korktuğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هذا الأمر كان شاقًا عليها وأنها كانت خائفة |
Onu aldattığını, sarhoş olduğunu ve silahlarını mutfakta temizlediğini. | Open Subtitles | أنك خنتها وأنها كانت سكرانة وأنك كنت تنظف بندقيتك في المطبخ |
Bunun bir komplo olduğunu ve onu öldürmeye çalıştığımızı söyledi. | Open Subtitles | وأنها كانت مؤامرة, وأن كلنا كنا نحاول قلته. |
- Yok, ama kurbanın ailesi kurbanın klinik depresif olduğunu ve kapalı alan korkusu olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لكن والدا الضحية قالا أنها كانت تعاني من أكتئاب شديد وأنها كانت مهووسة بالأماكن المغلقة |
Onun bir tür canlı olduğunu ve korktuğunu söyledi. | Open Subtitles | وأنها كانت حية بطريقةٍ ما وخائفة |
(Kahkaha) Annem, Yeşil Kadın'ın aslında Özgürlük Heykeli olduğunu ve eliyle göçmeleri ülkeye davet ettiğini açıkladı. | TED | (ضحك) وضحت لي أمي بأن السيدة الخضراء هي في الحقيقة تمثال الحرية وأنها كانت تلوح للمهاجرين. |