Fazlalık sahibi ülkeler derken Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'dan bahsediyorum. | TED | وأقصد بالمناطق ذات الفائض هنا، قارات أمريكا الشمالية والجنوبية وأوروبا. |
Bu grafik size gelecek on yılda Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'da yaşanacak büyüme ve öngörülen büyümeyi gösteriyor. | TED | يظهر لكم هذا الرسم البياني نمو الإنتاج الحالي والمتوقع للغذاء خلال العقد القادم في أمريكا الشمالية والجنوبية وأوروبا. |
Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'daki tüm üretim fazlası kalorileri yalnızca Hindistan, Çin ve Afrika'ya ihraç ettiğimizi varsayıyor. | TED | وهذا بفرض أخذ كل السعرات الحرارية الفائضة المنتجة في الأمريكيتين وأوروبا وتصديرها فقط إلى الصين والهند وإفريقيا. |
Fakat bu görüntü genelde İngiltere, Avrupa ve Amerika'da çöpleri karıştırdığınızda karşılaşacağınız manzara. | TED | لكن هذا ما يمكن أن تروه إلى حدٍ ما في كل زاوية شارع في بريطانيا وأوروبا وأمريكا الشمالية. |
Amerika ve Batı Avrupa'da yüzde sekiz civarında. | TED | النسبة في الولايات المتحدة وأوروبا الغربية هو ٨ بالمئة. |
Bu nedenle, örneğin, Afirka'da ve Doğu Avrupa'daki pek çok hükümet, bütçelerini kamuya açıyorlar. | TED | لذا فعلى سبيل المثال، العديد من الحكومات في أفريقيا وأوروبا الشرقية تفتح ميزانياتها للجمهور. |
Orada ortadaki parlak iki yuvarlak ABD ve Avrupa. | TED | الفقاعتان المضيئتان هناك في الوسط هي الولايات المتحدة وأوروبا. |
Kanada ve Avrupa RBGH yasağını onayladılar. | Open Subtitles | كندا وأوروبا أيدت الحظر على الهورمون البقري. لكنه لا يزال مخفيا في توريد الحليب |
Wall Street Büyük Çöküşü'nün, USA ve Avrupa'daki sarsıntısının ardından uluslararası ekonomik kriz, Fransa'yı da vurdu. | Open Subtitles | بعد إنهيار البورصة التي دمرت . . كلا من امريكا وأوروبا وقعت الأزمة المالية الدوليـة على عاتق فرنسا |
Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayan ve denizi okyanustan ayıran bir sıra dağ. | Open Subtitles | جبل ممتد لدرجة انه يقوم بوصل أفريقيا وأوروبا معاً ويجعلهم قارة واحدة ويفصل البحر عن المحيط |
Başkentte doğmuş, Amerika'da ve Avrupa'da okumuş. | Open Subtitles | وُلد في العاصمة، تلقى تعليمه في الولايات المتحدة وأوروبا. |
Sonraki iki asırda dünya Osmanlılar ve Avrupa arasındaki büyük bir güç değişimine tanık olacaktı. | Open Subtitles | سيشهد القرنان التاليان تغيّرًا كبيرًا في ميزان القوة بين العثمانيين وأوروبا |
Çin, Amerika ve Avrupa'daki endüstriyel şirketler veya büyük araba şirketleri de bunu yaparsa, hep birlikte yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabiliriz. | Open Subtitles | إن قامت الشركات الكبرى بالصين وأمريكا وأوروبا وشركات السيارات الكبرى إن فعلوا هذا أيضًا عندها يمكننا بالتعاون جماعةً |
Ben Asya, Latin Amerika, Afrika ve Avrupa'daki insanlarla sorunsuzca, doğru ve teknoloji kullanarak çok masraflı olmayacak bir şekilde konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أتكلم مع أناس من آسيا وأمريكا اللاتينية وإفريقيا وأوروبا بسلاسة وبدقة وبأسلوب معقول التكلفة باستخدام التكنولوجيا. |
Zengin tüketicilerin yüzde 73'ü Kuzey Amerika ve Avrupa'dan başka yerlerde yaşıyor olacak. | TED | 73% بالمائة من المستهلكين الأغنياء سيعيشون خارج أمريكا الشمالية وأوروبا. |
Ton balığı tamamen dış piyasa için, yani ABD, Avrupa ve Japonya için tutuluyor. | TED | ويوجه إنتاج صناعة صيد سمك التونة بالكامل للسوق الخارجية، ومعظمه إلى الولايات المتحدة وأوروبا واليابان. |
ve en iyi pratiğin Japonyada, Çinde, Avrupa ve Amerikada gelişeceğini ancak Hindistanda olmayacağını öngörüyordu. | TED | وهو يعرف عن يقين ان أفضل الممارسات التي تم تطويرها في اليابان والصين وأوروبا وأمريكا لن تعمل في الهند |
Ve eve gelip keşfediyorsunuz ki Avrupa ve Kuzey Amerika'daki ağaçların %80'i yapraklarını kaybetmişler. | TED | وعندما تأتي للمنزل , تكتشف أن 80 في المئة من الأشجار في أمريكا الشمالية وأوروبا أسقطت أوراقها |
Japonlarda samuray, Avrupa'da Viking... | Open Subtitles | اليابان لديها الساموراى وأوروبا لديها الفايكينج |