"وإثبات" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıtlamak
        
    • ispatlamak
        
    Yani hatalı olduklarını kanıtlamak için bir sürü seks yapmalıyız! Open Subtitles علينا ممارسة الكثير من الجنس وإثبات انهما مخطئان
    Demek kontrolün sende olduğunu kanıtlamak için arkadaşlarımı kullanıyorsun ha? Open Subtitles إذن تستغلين صديقتي لتلعبي لعبة وإثبات بأنك المسيطرة؟
    Ve bunu o eziklere kanıtlamak egomu güzelce bir tatmin edecektir. Open Subtitles وإثبات هذا لهؤلاء المغفلين سيجعل غروري يزداد
    Işim bu katili bulmaktır. Ve davamı mahkemede kanıtlamak. Open Subtitles فوظيفتي هي إيجاد القاتل وإثبات قضيتي في المحكمة
    Kendini ispatlamak isteyenlere burada yerimiz yok. Buna dayanamam. Open Subtitles لا مكان لمن يحاولون الاستعراض وإثبات نفسهم، لن أقبل بهذا
    Bunu kanıtlamak için beni buradan uzağa götüreceksin en az bir iki aylığına, yakın zamanda. Open Subtitles وإثبات لي، سوف تأخذني بعيدا عن هنا على الأقل لمدة شهر أو اثنين، وقريبا
    Ve katil olduğunu kanıtlamak sahteliğini ortaya çıkarmak için mükemmel bir yol Open Subtitles وإثبات أنه القاتل هي الطريقة المثالية لكشف قصته المُزيفة بشأن ألوهيته
    İsrail’de sağcı bir ailenin içinde doğdum ve kendimi bildim bileli ülkeme hizmet etmek için İsrail ordusuna katılmak ve bu toprakların bize ait olduğuna inandığımı kanıtlamak istemişimdir. TED لقد ولدت في إسرائيل وأنا أنتمي لعائلة يمينية, منذ أن كنت طفلا, كنت أرغب في الانضمام إلى الجيش الإسرائيلي لخدمة بلدي وإثبات ما اومن به وهو حقنا في الأرض كاملة.
    Smith'in özel olmadığını kanıtlamak için daha az özel biriyle öpüştü. Open Subtitles وإثبات أن سميث كان لا أحد خاصا لها... أنها قبلت شخص حتى أقل الخاصة.
    Bunu kanıtlamak için beni buradan uzağa götüreceksin en az bir iki aylığına, yakın zamanda. Open Subtitles وإثبات لي، سوف تأخذني بعيدا عن هنا
    Bilmek ve kanıtlamak birbirinden çok farklı şeyler. Open Subtitles معرفة وإثبات أمران مختلفان تماماً
    İtiraf edip, masumiyetini kanıtlamak. Open Subtitles اعترف وإثبات براءتك. الذكية.
    Ve bunu kanıtlamak için, yaşaman gerek. Open Subtitles وإثبات ذلك، يجب أن تعيش
    Mayfair'in masumiyetini kanıtlamak yerine evrak işleriyle uğraşıyorum. Open Subtitles (وإثبات براءة (مايفير من أن أعلق هُنا ... بخلط الأوراق
    Mayfair'in masumiyetini kanıtlamak yerine evrak işleriyle uğraşıyorum. Open Subtitles (وإثبات براءة (مايفير من أن أعلق هُنا ... بخلط الأوراق
    Şimdi odaklanmamız gereken şey Simon Fischer'ı bulmak Brewer'ı onun tuttuğunu ispatlamak. Open Subtitles الذى نريد التركيز عليه الآن (هو إيجاد (سايمون فيشر وإثبات أنه استأجر (بريور) موافقة ؟
    Bu bize marijuana içmenin PTSD semptonlarına, iyi geldiğini ispatlamak için zaman tanıyacak, her ne kadar Karim'in test sonuçları negatif gelmiş olsa da... Open Subtitles .. هذا سيمنحنا وقت للتأخير وإثبات تدخين الماريجوانا يساعد على التخلص من اعراض اضطراب ما بعد الصدمة (حتى لو ان اختبار (كريم اتى بنتائج سيئة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more