İyi ki bana bunu sordunuz, Lloyd çünkü elimde iki tane yirmi dolarlık var ve iki tane onluk cüzdanımda. | Open Subtitles | أنا مسرور للغايه أنك سألتنى هذا يا لويد لأنه تصادف أن معى ورقتين من فئة العشرين وإثنان من فئة العشره هنا داخل محفظتى |
İki sandviç, iki gazoz ve iki çubuk dondurma istiyorum. | Open Subtitles | سآخذ شطيرتين سجق ،وشرابين صودا وإثنان من الآيسكريم |
Albay, bir MP5, Teal'c'in enerji silahı ve iki 9mm hala kayıp. | Open Subtitles | كولونيل، ام بي 5, سلاح تيلك وإثنان 9 مليمتر ما زالا غير محسوبون. |
Dört tane uzay aracımız vardı, ikisi Mars'ın etrafında, ikisi yüzeyde, muhteşem bir başarı. | TED | بواسطة أربع مركبات فضائية .. إثنان منها دارت حول الكوكب وإثنان هبطت عليه كان إنجازاً رائعاً |
İkisi zırhlarının üstüne askeri bir kıyafet giyiyor ve ikisinin boydan boya cüppeleri var. | Open Subtitles | .. إثنان يرتديان رداءًا فوق درعوهما وإثنان يرتديان أثواباً بالطول الكامل .. |
İkincisi de: | Open Subtitles | لا تفتح إيميل من (بيل سيمز) أمام أطفالك وإثنان : |
Bir ve iki, üç, dört, beş, altı, yedi, ve sekiz. | Open Subtitles | واحد وإثنان, ثلاثة, أربعة خمسة, ستّة, سبعة, ثمانية |
Roket, altı numaraya dört Pepsi ve iki 7 UP. Unutma. | Open Subtitles | روكت، أحتاج أربعة بيبسي وإثنان سفن اب على مائدة ستّة |
Bu büyüklükte bir ameliyata 4 cerrah ve elbette hemşireler ve iki ayrı anestezi uzmanı katılır. | Open Subtitles | هناك في الحقيقة كَانتْ أربعة جرّاحين، بالإضافة إلى كُلّ الممرضات وإثنان انيسثيتس مختلف لتَنفيذ عمليةَ ذلك المقدارِ. |
Sadece 4 kişiyiz ve iki kişinin çocukları tuttuğumuz koridorda kalması gerekiyor. | Open Subtitles | نحن أربعة هنا .. وإثنان منا ينبغي عليهم البقاء في الدهليز مع المساجين |
ve iki, asla şiddet kullanmayız. | Open Subtitles | وإثنان: نحن لا نستعمل العنف بتاتاً البتّة |
FEB bir ve iki çalışıyor. | Open Subtitles | بي إي إم إس واحد وإثنان شغالين |
harika bir rüya gibi ve bir ve iki ve üç ve çek.. | Open Subtitles | وواحد وإثنان وثلاثة ورفع القدم --وخمسة وستة |
Dört kurşun; ikisi 9 mm'likten, ikisi ise 22 mm'likten sıkılmış. | Open Subtitles | أربعة رصاصات, اثنان منها من عيار 8 ملميتر, وإثنان من عيار 22. |
Şimdi ise, biri ölü ikisi kayıp ve üç tanesi de intihar etmiş polise sahibim. | Open Subtitles | الان لدي شرطية ميته, وإثنان مفقدوان ولدي ثلاث جرائم قتل |
Biri ulaşımı sağlamak için, biri hedefi belirlemek için, ve ikisi de işi bitirmek için. | Open Subtitles | واحد للنقل، واحد لتحديد مكان الهدف، وإثنان للتنفيذ. |
İkincisi de... başarını kutlamak için oraya gelip bir şişe Tom Collins ya da... orada her ne içiliyorsa ondan alayım diyorum. | Open Subtitles | {y: i} وإثنان: {y: |
Kolumda dört, sol bacağımda üç, sırtımda iki tane kurşun izi var. | Open Subtitles | أربع رصاص في ذراعي، ثلاثة في ساقي اليسرى وإثنان في الظهر |
Lisedeki erkek arkadaşım, üniversitede iki kişi ve evlendiğim adam. | Open Subtitles | صديقي في المدرسة, وإثنان في الكلية والشخص الذي تزوجته. |
Havaalanı araçları, bir ve ikinci konuma geçin. | Open Subtitles | عربات المطارِ، خذ الموقع واحد وإثنان. الأجهزة المدنية،الموقع الثلاث. |
Fakat bir, iki ve üç numaralı durumlarda ne yapacaktın? | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، ماذا عن المواقف واحد وإثنان وثلاثن وأربعة؟ |
Kapıcı üç adamın cesedi taşıdığını söyledi, iki tanesi burada. | Open Subtitles | قال البواب أن ثلاثة رجال حملوا الجثة، وإثنان منهم هنا |