LuthorCorp'a bağlılığı ve sıkı çalışması nedeniyle, Onu terfi ettirdiğimde, ...Çok gururlanmıştı. | Open Subtitles | عندما كافأته على عمله الجاد وإخلاصه بمؤسسة "لوثر كورب" كان يشعر بالفخر |
İyi olduğunuzdan emin olmamı, ve size duyduğu saygı ve sadakatından emin olmanızı istedi. | Open Subtitles | , طلب منى التأكد من أنكم بخير . و أن أطمئنك على إحترامه وإخلاصه |
Onun aşkına, doğruluğuna güvendim ve onu kabul ettim. | Open Subtitles | إئتمنت حبّه وإخلاصه وقبلت العلاقة |
Bu olağanüstü adam 48 yıl ülkesine hizmet verdi FBI müdürü olarak büyük kararlılık yetenek ve azimle sekiz Başkan'a hizmet etti. | Open Subtitles | هذا الرجل المُميّز الذي خدم بلاده طيلة 48 عاماً... تحت ثماني رؤوساء، كرئيس مكتب التحقيقات الفيدرالي... بتفانٍ مُنقطع النظير وبكامل قدرته وإخلاصه. |
Heru-ur Apophis'e bağlılığını ve dürüstlüğünü göstermek için ona bir hediye öneriyor. | Open Subtitles | (هير_رع) يقدم هدية إلى (أبوفيس) رسالة لعرض ولائه وإخلاصه |
Bu muhteşem insan 48 yıl boyunca FBI şefi olarak, sekiz başkan görmüş ülkesine bağlılıkla ve adanmışlıkla hizmet etmiştir. | Open Subtitles | هذا الرجل المُميّز الذي خدم بلاده طيلة 48 عاماً... تحت ثماني رؤوساء، كرئيس مكتب التحقيقات الفيدرالي... بتفانٍ مُنقطع النظير وبكامل قدرته وإخلاصه. |
"Kusursuz dürüstlüğü ve güvenilirliği sayesinde Omar hiçbir sorun teşkil etmemektedir." | Open Subtitles | "بسبب نزاهته التي لا تشوبها شائبة وإخلاصه الشديد، (عمر) شخص فوق مستوى الشبهات" |
Ama şunu söyleyebilirim ki onun İskender`e olan bağlılığı ve sevgisi kuşku götürmez ve olağanüstüydü. | Open Subtitles | لكني سأذكر أن حبه ...(وإخلاصه لـ(الإسكندر كانا غير قابلين للشك واستثنائيين جدا |