Bir gün, yüce ruh Yaya, bahçesindeyken Deminan ve kardeşleri Yaya'nın evine girdiler. | TED | في أحد الأيام، بينما كان الروح الأعظم يايا في حدائقه، تسلل ديمينان وإخوته إلى منزل يايا. |
O ve onun kardeşleri hepimizi uykumuzda indirdiler. | Open Subtitles | هو وإخوته وضعوا الخناجر في قلوبنا أثناء نومنا |
Ekonomistlerin bu yeni teknolojiler sayesinde, lüksün hakim olduğu altın çağa gireceğimizi, geçekten yapmak istedğimiz şeylere zaman harcayacağımızı, çünkü, yapmak istemedğimiz... işlerin Watson ve onun dijital kardeşleri tarafından devrelınacağını söylediğini okudum | TED | لقد قرأت عن اقتصاديين يقولون أنه نتيجة لهذه التكنولوجيات الجديدة، سوف ندخل عصر ذهبي جديد لأوقات الفراغ عندما سيكون لدينا كلنا الوقت للأشياء التي نحبها حقاً لأن جميع هذه المهام الشاقة ستتولاه واتسون وإخوته الرقميين. |
Büyük büyük babam, kardeşleri. | Open Subtitles | جدي الرابع وإخوته |
Ping, annesi, babası kardeşleri, halaları, amcaları ve 42 kuzeni ardarda küçük bir iskeleden Yangtze Nehri'nin kıyısına çıkıyorlarmış." | Open Subtitles | بينج) وأمه وأبيه وإخوته) وأعمامه وعمَاته والـ 42 قريب يسيرون مع بعضهم" (أسفل الجسر حتى ضفة نهر (اليانجتزي |
Ryusei ve erkek kardeşleri, su tabancalı olan o. | Open Subtitles | ريوسي) وإخوته) هو الذي يحمل رشاش ماء |