Burası vatandaşların mutsuzluklarını dillendirebilecekleri ve güçlerini gösterebilecekleri bir alan. | TED | أنها مساحة حيث يمكن للمواطنين التعبير عن سخطهم وإظهار قوتهم. |
yeni teknolojiyi tanıtmak amacıyla konferansa gelmişsin... kusurlar ekliyor ve gerçekte bildiğimizden daha az şey biliyormuşuz gibi yapıyorsun? | Open Subtitles | ،شكراً الحضور إلى تلك المؤتمرات لتقديم تكنولوجيا جديدة، وإظهار العيوب، ونحن نتظاهر بذلك نحن لا نعرف بمقدار مع نتدعه؟ |
WG: İlki, kalp eksikliği: birbirimizin deneyimlerini coşkulu bir şekilde ve özür dilemeksizin, sözde bağlılığın ötesinde bir tutkuyla anlamada acizlik. | TED | وينونا: أولاً، فجوة القلب؛ أي العجز عن فهم أيٍّ من تجاربنا، وإظهار التعاطف بطريقة مبالغٍ فيها وبغطرسة لدرجة التملُّق. |
Orada, kendilerini ve çocuklarını nasıl destekleyebilecekleri anlatılıyordu. Çocuklarıyla konuşarak vakit geçirmeleri, onlara daha fazla ilgi göstermeleri, onlara karşı daha sabırlı olmaları ve onlarla konuşmaları gibi tavsiyeler verilmişti. | TED | بالإضافة إلي معلومات عن كيفية دعم أنفسهم وأولادهم، مثل معلومات عن قضاء الوقت بالتحدث إلى أطفالك، وإظهار المزيد من الحنان لهم، وأن يكونوت صبورين أكثر مع أطفالهم، والتحدث إلى أطفالك. |
Bana büyümenin ve duygusallığı açığa vurmanın nasıl küçümsendiğini anlattı. | TED | وأخبرني كيف، مع التقدم في العمر، وإظهار العواطف علنًا تستصغرُ الشخص. |
Sevgimi ve erkekliğimi kanıtlamak için, büyük şeyler başarmak istedim. | Open Subtitles | كنت أرغب في عمل أشياء كبيرة كي أساعد الناس وإظهار حبي للإنسانية |
Şimdi, Bay Kessler, sizden bu açık görüşlülüğünüzü kanıtlamanızı istiyorum, ve bana ufacıkta olsa bir şefkat göstermenizi istiyorum. | Open Subtitles | الآن سيد كيسلر ، أنا أطلب منك .. أن تثبت تفتّح عقلك وإظهار بعض العطف لي |
Tekrar eski formuma gireceğim ve Peg'e hala işimin bitmediğini göstereceğim. | Open Subtitles | أنا سوف مجرد الحصول على العودة في شكل وإظهار الوتد ما زلت حصلت عليه. |
Tek yapmak istediği bana göz kulak olmak ve beni sevdiğini göstermekti. | Open Subtitles | كل ماحاولَ فعله هو الاهتمام بي وإظهار حبّه لي |
İnsanları devlere benzetiyor ve ayrıca oteli olduğundan daha büyük ya da küçük gösteriyor. | Open Subtitles | بين تحويل الأشخاص لعمالقة وإظهار الفندق أكبر أو أصغر مما هو عليه في الأصل |
Biz yedi yılda, "Shackleton"a bir sanayi misyonu başarabiliriz ve bu alçak dünya yörüngesinden ticari bir gerçek çıkarabileceğimizi gösterebiliriz | TED | خلال سبع سنوات ، تمكنا من دفع المهمة الصناعية لشاكلتون ، وإظهار انه يمكنك أن تقوم بتقديم واقع تجاري من خلال المدار الأرضي المنخفض. |
Bunu endustriyel Lewis ve Clark seferlerinden Shackleton kreterine atlatma yaparak, maden icin ay kaynaklarina bakabilir ve yorungede kar getirecek bir is olusturabiliriz. | TED | ويمكننا القيام بذلك عن طريق الانطلاق مع صناعة لويس وكلارك الاستكشافية إلى حفرة شاكلتون البركانية، لاستخراج موارد القمر ، وإظهار انها يمكن أن تشكل الأساس لتجارة مربحة في المدار. |
Kadınlar için cevap belli: işimizin içeriğini ve yönünü bildiğimizi, ayrıca rolümüzün farkındalığı içinde olduğumuzu gösteren yeteneklerimizin gelişmesine ve ortaya koyulmasına daha çok odaklanmaya başlamak. | TED | بالنسبة للنساء، الجواب واضح: علينا أن نركز أكثر على تطوير وإظهار المهارات التي نملكها التي تظهر أننا أشخاص نفهم شركاتنا، وإلى أين تتجه، ودورنا الذي نتولاه هناك. |
Yaşayan, öğrenen bir kültür için liderliğini vizyonu etrafında topladı. Rolünüzün odadaki en zeki kişi gibi görünmek olduğu sabit bir zihniyeti, rolünüzün dinlemek, öğrenmek ve insanların içindeki cevheri çıkarmak olan daha gelişmiş bir zihniyete dönüştürdü. | TED | حشد قيادته حول رؤيته من أجل ثقافة تعلم حية، تتحول من عقلية جامدة، حيث كان دورك أن تظهر بأنك أذكى شخص بالغرفة، لعقلية تقدمية، حيث يكون دورك الاستماع والتعلم وإظهار أفضل ما في الناس. |
Koltuğa oturup insanlara orada olduğunu ve projene düşkün olduğunu göstermek çok önemli ve uzaktan kumandalı işbirliğine bir ton yardımı dokunabilir. | TED | وضع مؤخرتكم في ذلك الكرسي وإظهار أنكم حاضرون وملتزمون بمشروعكم هو أمرٌ له شأن كبير ويمكن أن يساعد في العمل المشترك كثيرًا جدًا. |
"Gerçeklerin gücüne ve etkisine büyük bir inancım var" | Open Subtitles | لدي ثقة كبيرة في التأثير وإظهار الحقيقة |
Güç ve şiddetle ilgili. | Open Subtitles | الأمر كله متعلق بالعنف وإظهار القوة |
Peki, eğer araştırmayı yapar ve istatistiklerin danalarla dolu olduğunu görürsek, o zaman ona göre sipariş veririz. | Open Subtitles | لذا، اذااعددناالبحث... . وإظهار النتائج الخاصة بالديموغرافية... |
Ayrıca bu tevazuu sorumluluk ve şükran duymayı öğrenmek demek, haksız mıyım? | Open Subtitles | ...وبتعلمها ايضا تتعلم الإنسانية والمسؤلية وإظهار الإمتنان، أليس كذلك؟ |
Gelecekteki sen, olduğu yere kibar adamı oynayarak ve niyetlerinde şeffaf olarak gelmedi. | Open Subtitles | ذاتك المستقبلية لم تصل ... للمرحلة التي وصلتها بأساليب وديّة وإظهار نواياها |