Bu yağ yandığında hiçbir melek buna dokunamaz veya geçemez, yoksa ölür. | Open Subtitles | حين يشتعل الزيت لن يتكمن أي كائن سامي من لمس أو عبور اللهب وإلا سيموت |
Bu yağ yandığında hiçbir melek ona dokunamaz veya geçemez yoksa ölür. | Open Subtitles | حينما يحترق الزيت.. فلا يمكن لكائن سامي لمس أو عبور اللهب وإلا سيموت. |
Burada oturur ve geri dönüp onların kendisini bulmasını bekliyor yoksa ölür gider. | Open Subtitles | أنه فقط يجلس هنا وينتظر عودتهم ويجدوه وإلا سيموت. |
- Sen ne yapıyorsun? Onu yaralayacaksın! - Hayır bunu yapmalıyım, yoksa ölecek! | Open Subtitles | ستؤذينه هكذا ــ لا ، يجب أن أفعل هذا وإلا سيموت |
Tekrar suya dönmesi gerekiyor yoksa ölecek. | Open Subtitles | يجب أن يعود إلى الماء وإلا سيموت |
Lütfen, yoksa ölecek. | Open Subtitles | أرجوك ، وإلا سيموت |
Bunu düzeltmek için ameliyat etmemiz lazım... ..yoksa ölür. | Open Subtitles | يحتاج إلى جراحة لتعديلها، وإلا سيموت. |
Silahlarınızı indirin yoksa ölür. | Open Subtitles | لقد قلت إلقو الأسلحة وإلا سيموت |
Acilen 10 cc'lik konsantre karanlık maddeye ihtiyacımız var, yoksa ölür! | Open Subtitles | نحنُ بحاجة 10 سنتيمتر من المادة السوداء المركزة، وإلا سيموت! |
Geri çekil, yoksa ölür! | Open Subtitles | تنح جانباً وإلا سيموت |
- Cisco, onu oradan çıkarmalıyız yoksa ölür. | Open Subtitles | (سيسكو) يجب أن نخرجه من هناك وإلا سيموت |
Köpeği götür yoksa ölecek. | Open Subtitles | خذي الكلب وإلا سيموت |
Lütfen yoksa ölecek. | Open Subtitles | أرجوك, وإلا سيموت |