Bu politikayla alakalı bir Mesele değil. Söz konusu olan Ostia. | Open Subtitles | الموضوع ليس سياسياً، وإنّما يتعلّق بـ منطقة أوسيتا |
Mesele otobüs değil. Bu sırrı ailemden saklamak çok zor. | Open Subtitles | ليست مسألة حافلة، وإنّما المشقّة مِنْ كتمان هذا السرّ عن عائلتي |
Söz konusu Mesele, özel bir mülke halka değil büyük bir mağazaya yardım etmek amacıyla el konulması. | Open Subtitles | المسألة التي بين أيدينا هُو أخذ ملكيّة خاصّة لمُساعدة، ليس عامّة الناس، وإنّما متجر عملاق. |
Kendini kötü hissetirmeye çalışmıyorum cidden, ya da çok daha kötü. Yalnızca onu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انظر، لستُ أحاول أن أشعركَ بالاستياء، وإنّما أريدك أن تتفهّمه |
Peki ya akıllı katil Yalnızca canlarını almakla değil ayrıca o kişilerin hayatlarını da yaşamakla ilgileniyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان قاتلاً ذكياً ليس مُهتماً بزهق الأرواح فحسب، وإنّما في سرقة الهويّات أيضاً. |
İyi adamdı aslında. Yalnızca ne yapmak istediğini bir türlü çözemedi. | Open Subtitles | وإنّما لمْ يستطع أن يكتشف يوماً ما يُريد عمله. |
Mesele senin ne yaptığın değil, Emma'nın ne yaptığı. | Open Subtitles | -المسألة لا تتعلّق بما فعلته أنت وإنّما بما هي فعلته |
Mesele sendin. - Beni teste mi tabi tuttun? | Open Subtitles | وإنّما بكِ - أتعنين أنّ كلّ هذا كان اختباراً؟ |
Mesele tüm insanlık. | Open Subtitles | ولا حياة (كوبر) وإنّما حياة البشريّة جمعاء |
Mesele eğlence değil, iş. | Open Subtitles | هذه ليست مُتعة، وإنّما عمل. |
Mesele artık Zelena değil, Emma. Mesele sensin. | Open Subtitles | المسألة لا تتعلّق بـ(زيلينا) يا (إيمّا) وإنّما بكِ |
Mesele her şey. | Open Subtitles | ليست مسألة انتقال وإنّما... كلّ شيء |
Mesele şarkı söylemem değil. Böyle başlamıştı sadece. | Open Subtitles | {\pos(190,200)}لا يتعلّق الأمر بالغناء وإنّما بالمكان الذي بدأ فيه |
Yalnızca ne yapmak istediğini bir türlü çözemedi. | Open Subtitles | وإنّما لمْ يستطع أن يكتشف يوماً ما يُريد عمله. |
Bunlar kırışıklık değil. Yalnızca, ufak çizgiler. | Open Subtitles | ليست أغدان، وإنّما تجاعيد صغيرة. |
Yalnızca görev duygusu ve kararlılık söz konusuydu. | Open Subtitles | وإنّما آنست إحساسيّ الواجب والعزم. |
Ayrıca onunla evlenecek değilim. Yalnızca genlerini ödünç alıyorum. | Open Subtitles | ولن أتزوّجه وإنّما سأستعير بجيناته. |
O da budur İnsanlar aşırı nüfus artışından endişeli olduklarını söyler Yani, eğer yaşlanmayı halledersek hakkında konuşulacak bir ölüm olmayacak veya en azından ölüm oranı çok düşük olacaktır Yalnızca St. Giles'ten karşıya dikkatsizce geçmekten kaynaklanacak | TED | الإنفجار السّكاني...يقولون، ما يقال هنا، أنّه إذا قدمنا حلاً لمشكلة الشيخوخة، فلن يموت أحد، أو على الأقل، فإن ذلك لن يكون بسبب التّقدم في العمر، وإنّما بسبب الحوادث على سبيل المثال... |
Yalnızca şu an olanlara odaklanmalıyız. | Open Subtitles | وإنّما ما يحدث الآن.. |
Tıpkı poker gibi hayat da bir yetenek ve şans oyunu ve en çok önemsediğimiz şeyler söz konusu olduğunda -sağlık, zenginlik ve ilişkiler gibi- bu sonuçlar Yalnızca bizim karar verme kalitemize dayanmıyor, hayatın gidişatına da dayanıyor. | TED | مثل البوكر، الحياة لعبة مهارة وحظٍّ كذلك، وعند الحديث عن أكثر الأشياء أهمية بالنسبة إلينا ... الصحّة، الثروة، والعلاقات ... تلك النتائج لا تتعلق فقط بنوعية اتخاذنا للقرار، وإنّما بلعبة نرد الحياة أيضا. |