Projeksiyon lenslerini kontrol et, Ve eğer sorun orada değilse, tüm alıcıları kontrol et. | Open Subtitles | إفحص كل عدسات التصوير وإن لم يكن بها شئ , إفحص أجهزة الإستقبال |
Ve eğer basit, sessiz, sakin dağ kasabalarında biz yaşayamıyorsak, kimse yaşayamayacak! | Open Subtitles | وإن لم يكن بوسعنا العيش في بلدة جبلية بسيطة وآمنة فلن يقوم أحد بذلك |
Ve eğer geleneklerimiz olmasaydı, bir avuç barbardan bir farkımız kalmazdı. | Open Subtitles | وإن لم يكن لدينا تلقيد ، فنحن لسنا إلا همج |
O orada olmasaydı bana ne olurdu Tanrı bilir. | Open Subtitles | وإن لم يكن هناك مَن يدري ماذا كان سيحدث لي؟ |
Eğer yoksa, sepete koyun çünkü kamuflaj giyeceksiniz. | Open Subtitles | وإن لم يكن كذلك، فضعوها بالسلّة لأنّكم سترتدون ملابس حربيّة |
Eğer yoksa,bu iş için daha fazla zaman harcamaya hiç gerek yok. | Open Subtitles | وإن لم يكن كذلك فلا داعي لإهدار مزيد من الوقت على هذا الأمر |
- Hayattaysa Şerifler bulmuştur, değilse daha da iyi olur. | Open Subtitles | إذا كان حيًا, فهو أسير لدى المارشال وإن لم يكن حيًا فنورٌ على نور |
Ancak bu bir basmakalıp ve basmakalıp tanımlar her zaman olmasa da çoğu zaman yanlıştır. | TED | لكن هذه نظرة نمطية. والصور النمطية للأشياء غالبا، وإن لم يكن دائما، خاطئة. |
Ve eğer büyük değilse, onun öfke sorunu mu var? | Open Subtitles | وإن لم يكن الأمر كبيراً لما ما زال غاضباً؟ هل لديه مشكلة مع الغضب؟ |
Ve eğer kanser değilse, ya biz kanser ederiz ya da tüm bağışıklık sistemini yok ederiz. | Open Subtitles | وإن لم يكن مصاباً بالسرطان فسوف نسبّب له واحداً أو ندمّر جهازه المناعيّ بالكامل |
Ve eğer aşk değilse en azından bir telefon numarası alırım. | Open Subtitles | ...وإن لم يكن يُحبّ ،على الأقل... سأحصل علي رقم الهاتف ... |
Cat, gözalıcı suçların olmasaydı bile, on üç yaşındasın. | Open Subtitles | حتى وإن لم يكن لديكِ قضايا فأنتِ ما زلتِ تحت سن الــ13 عامًا |
Eğer böyle olmasaydı bile, bunu biz yapmadık. Sen yaptın mı? | Open Subtitles | حتي وإن لم يكن ؛ لم نفعل ذلك ؛ هل فعلت ذلك ؟ |
Öyle olmasaydı bu konseri vermeye kalmazdınız. | Open Subtitles | وإن لم يكن كذلك، فلن تذهبي لهذا الحفل على الإطلاق. |
Bunu sana kimsenin yaptıramayacağı bir gerçek olmasaydı bu akşam Avrupa'daki bir yatılı okula sevk ettirirdim seni. | Open Subtitles | وإن لم يكن بسبب حقيقة أنه لا أحد سوف يقبلكك كنتُ لأشحنك إلى مدرسة في أوروبا الليلة |
Eğer yoksa bile yıkıcı hatalara karşı uydu bağlantılı kara kutu olmalı. | Open Subtitles | وإن لم يكن هنالك قمر صناعي ذو صندوق-أسود-مفجع، فيجب أن يكون |
Eğer Tanrının orada senin için planları varsa, sana kanat gerecektir. Eğer yoksa günahlarını affetsin! | Open Subtitles | وإن لم يكن فليباركك الله |
Eğer yoksa günahlarını affetsin! | Open Subtitles | وإن لم يكن فليباركك الله |
Eğer yoksa, yaratırım. | Open Subtitles | وإن لم يكن هناك جديد، أصنعه |
- Hayattaysa Şerifler bulmuştur, değilse daha da iyi olur. | Open Subtitles | فهو أسير لدى المارشال وإن لم يكن حي, فنورٌ على نور |
Yani, tam olarak doğru olmasa da, doğruya bayağı yakın olduğunu söyleyebiliriz. | TED | وعليه، يمكننا القول، وإن لم يكن صحيحا بشكل مطلق، الا انها قريبة جدا من الحقيقية. |