- Geç kaldınız. - Arabada küçük bir sorun çıktı. | Open Subtitles | ـ لقد تأخرتما ـ واجهتنا مشكلة في السيارة |
-Küçük bir sorun çıktı. -Duydum. | Open Subtitles | ـ لقد واجهتنا مشكلة صغيرة ـ سمعت ذلك |
Yeğenime bir baloda eşlik ediyordum. Küçük bir sorun yaşadık. | Open Subtitles | كنت أرافق ابنة أختي إلى الحفل الراقص و واجهتنا مشكلة ما |
Buraya daha erken gelebilirdik, ama Atlantis'i bulmakta sorun yaşadık. | Open Subtitles | كان يمكن أن نكون هنا قبلا لكن واجهتنا مشكلة صغيرة في ايجاد أتلانتس |
Efendim seferle ilgili ciddi bir problem çıktı. | Open Subtitles | سيدي ، واجهتنا مشكلة جديّة بالمهمة |
Ama sonra yine bir sorunumuz oldu çünkü 100den fazla proje vardı elimizde. | TED | لكن حينها واجهتنا مشكلة لأن لدينا ما يزيد على 100 مشروع. |
-Üzgünüm, mutfakta bir sorunumuz var da. | Open Subtitles | معذرةً، فقد واجهتنا مشكلة صغيرة بالمطبخ |
-Küçük bir sorun çıktı. -Duydum. | Open Subtitles | ـ لقد واجهتنا مشكلة صغيرة ـ سمعت ذلك |
- Öyle mi? Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | -حقاً حسناً واجهتنا مشكلة بسيطة |
Chevensky ile sorun çıktı. | Open Subtitles | واجهتنا مشكلة مع تشفنسكى |
Yardımınıza ihtiyacımız var. Yolda küçük bir sorun yaşadık. | Open Subtitles | ـ نحتاج مساعدتك ـ لقد واجهتنا مشكلة |
- Atlara bakmamız gerekiyordu. - Ancak küçük bir sorun yaşadık. | Open Subtitles | من المفترض أن نَحرِس الخيول - ولقد واجهتنا مشكلة طفيفة فحسب - |
- Teknik bir problem çıktı. | Open Subtitles | واجهتنا مشكلة تقنية صغيرة |
Johnny üç yıldır kesintisiz çalışıyordu, ve daha önce böyle bir sorunumuz olmamıştı. | Open Subtitles | جوني يعمل بدون توقف لمدة ثلاث سنوات ولم يسبق أن واجهتنا مشكلة مثل هذه من قبل |
Aşağıda küçük bir sorunumuz var. Brutus öldü. | Open Subtitles | واجهتنا مشكلة صغيرة في الأسفل، مات (بروتوس) |
bir sorunumuz var, efendim. | Open Subtitles | واجهتنا مشكلة يا سيدي |