- O gece onunla yüzleşti, kavga çıktı ve Stan onu boğdu. | Open Subtitles | لذا واجهها ذات ليلةٍ، ونشب بينهما شجارًا، وخنقَها. |
Joan, Shelley'i öldürdü, çünkü onu dava etmişti sonra kocası olayı anladı, Joan'la yüzleşti, kadın onu da öldürdü. | Open Subtitles | "(جوان) قتلت (شيلي) لانه تقاضييها" "الزوج علم بـ الموضوع" "ثم واجهها ثم قتلته" |
Bir temsilci olarak hükümetin Kızılderililerle ilgili karşılaştığı sorunları görebiliyorum. | Open Subtitles | و باعتبار منصبي فأنا أرى المشكلات التي واجهها القسم الداخلي |
Bu örnekler benim Uganda'da tanık olduğum babamınsa Bihar'da karşılaştığı sorunlara yeni umutlar aşılıyor, yeni çözüm olasılıkları yaratıyor. | TED | هذه الأمثلة تعطي أملا جديداً، وإمكانيات جديدة للمشاكل التي شهدت في أوغندا أو التي واجهها والدي في بيهار. |
Denizcilerin tüm Pasifik Savaşı boyunca karşılaştığı en haşin bölgelerden biriydi. | Open Subtitles | كانت واحدة من أكثر البيئات الطبيعية القاسية الذي واجهها المارينز في حرب المحيط الهادئ برمتها |
Bilim insanlarının karşılaştığı sorun, bütün bunların fiziğin mevcut kanunlarına tamamen aykırı olmasıydı. | Open Subtitles | المشكلة التي واجهها العلماء،أن هذا يتعارض تماماً مع قوانين الفيزياء |
Ordunun karşılaştığı tehditler arasında en büyüğü, Parallax olarak bilinen korku varlığıydı. | Open Subtitles | CAS_KIMO .. من بين كل الأخطار التي واجهها الفيلق "كان أشدهم خطراً هو مخلوق من الخوف يُدعى "بارالاكس |
21. yüzyılın donanımına sahiptik, ancak gerçekte Scott'un karşılaştığı sorunlar bizim karşılaştıklarımızın aynısıydı: Hava şartları ve Scott'un kayma dediği şey, kızaklarla kar arasındaki sürtünme miktarı. | TED | كان لدينا معدّات القرن ال21 لكن الواقع هو ان التحديات التي واجهها سكوت كانت نفس التحديات التي واجهناها نحن: المتعلقة بالمناخ أو"الإنزلاق" حسب سكوت و هو كمية الاحتكاك بين المزلقة والثلج. |
Bu, Springfield Kültürel Aktiviteler Kurulunun şimdiye kadar karşılaştığı en kötü kriz durumu. | Open Subtitles | -مجلس أنشطة (سبرنغفيلد) الثقافية" " -هذه أسوأ أزمة واجهها المجلس |