Tüm seçeneklerim bitince aklıma iş bulmama yardım edebilecek tek bir kişi gelmişti. | Open Subtitles | بعد أن نفذت الخيارات منّي بقي شخص واحد يمكنه مساعدتي في العثور على عمل |
Çünkü şu anda bize yardım edebilecek tek bir kişi var; o da Jacob. | Open Subtitles | لأنّه لا يوجد إلاّ شخص واحد يمكنه مساعدتنا الآن |
- Onunla rekabet edebilecek tek bir şey var. | Open Subtitles | الآن هناك شيء واحد يمكنه إكمال ذلك |
Ve bu odada bu soruya cevap verebilecek bir tek kişi var. | Open Subtitles | هناك فقط شخص واحد يمكنه أن يجيب على هذا السؤال. |
şunu öğrenin.sadece bir tek kişi buraya girebilir. | Open Subtitles | أعرف هذا فقط واحد يمكنه الدخول إلى هنا |
Bu yeryüzünde bunu yapabilecek tek bir tür var o da benzersiz olan tabiki de biziz. | TED | هناك نوع واحد يمكنه فعل هذا من دون ملكية و هو بالطبع نحن. |
İçimizden birinin yetkili personel listesine girmesi gerekiyor ve bunu yapabilecek tek kişi var. | Open Subtitles | و نحتاج أن يكون أحدنا ضمن قائمة المصرح لهم و هناك شخص واحد يمكنه ذلك |
- Onunla rekabet edebilecek tek bir şey var. | Open Subtitles | الآن هناك شيء واحد يمكنه إكمال ذلك |
Yalnızca bir tek şeyin yardımı olur. | Open Subtitles | فقط شيءٌ واحد يمكنه أن يساعد |
Sadece bir tek kişi. "Seçilmiş kişi" olarak bilinir. | Open Subtitles | هناك شخص واحد يمكنه هذا اسمه" المختار" |
Maria, bizi bu yolculuktan kurtaracak bir tek şey var. | Open Subtitles | ماريا)، ثمة شيء واحد يمكنه انقاذنا الآن) |
Ama bunu yapmayacak. yapabilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | لكن يوجد شخص واحد يمكنه إيقاف هذا |
Ve bunu yapabilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | و هناك شخص واحد يمكنه فعل ذلك. |
- Bunu yapabilecek tek bir kişi tanıyorum. | Open Subtitles | -أعرف شخص واحد يمكنه فعل هذا |