Göz bebekleri aynı büyüklükte ve ışığa duyarlı. Hasta uyanık ve Bilinci yerinde. | Open Subtitles | الحدقتان متساويتان وتستجيبان, وهو واعٍ ومنتبه |
Kulağa delice geldiğini biliyorum ama bu şey uyanık veya başka bir şey. | Open Subtitles | أعرف إنّ الامر يبدو جنونياً و لكن يبدو كما لو إنّه واعٍ او شيءٌ من هذا القبيل |
Ama yorum yapan insanlar, sesimin ne kadar farkında olduğumu bilmiyorlardı. | TED | ولكن هؤلاء الناس الذين علقوا لم يعرفوا كم أنا واعٍ بحال صوتي. |
Ya o sırada kendinde olduğunu öğrenirlerse? | Open Subtitles | ماذا يحدث لو عرفوا أنّكَ كنتَ واعٍ عندما حدث ذلك؟ |
Bu çalışmalar, bir resim gibi kişi duyusal uyaranlara karşı bilinçli ve bilinçsiz olduğunda sinirsel aktivasyon kalıplarını karşılaştırıyor. | TED | تقارن هذه الدراسات أنماط التنشيط العصبي عندما يكون شخصٌ ما واع وغير واعٍ بمحفز حسّي، كصورة. |
- Alex Joseph baygın. | Open Subtitles | أليكس جوزيف غير واعٍ |
Onu dışarı saldığımda ayıktı ve gücü oyun için yeterliydi. | Open Subtitles | لقد كان واعٍ ومتحمس للرياضة عندما أرسلته بالخارج. |
Hasta odasına nakledildi, Bilinci yerinde ve durumu normaldi. | Open Subtitles | نقل المريض إلى غرفة الإنعاش واعٍ ومستقر .. |
Görüyorsunuz ki, Apple, gözetim işinden çıkarak bilinçli bir karar vermişti. | TED | قامت أبل باتخاد قرارٍ واعٍ لتخرج من الأعمال الرقابية. |
- Sorun yok kanka, ben ılımanım. | Open Subtitles | لا عليك، أخي. أنا واعٍ. |
uyanık olsam pantolonumu indirmesine izin verir miyim sence? | Open Subtitles | أتعتقد بأنني سأسمحُ له بسحبِ سروالي للأسفل لو كنتُ واعٍ ؟ |
Tıpkı paramparça olduğumda ve yarı uyanık, baygınken hep bu düşü görüp durdum. | Open Subtitles | أحلم كأنني مُلقى محطم نصفُ واعٍ |
- Şimdi uyanık ve konuşmaya hazır. | Open Subtitles | ، إنّه واعٍ الآن و مُهيأ للحديث |
uyanık olduğun her an. Tetikte. | Open Subtitles | واعٍ ويقظ في كل لحظة |
farkında mısın, tamamen akıllı otomobiller uzak bir hayal değil. | Open Subtitles | كما تعلمون، لسنا منفصلين بشكل واعٍ تماماً عن المركبات |
Ambulansa binebilecek kadar yaralanmak istiyorum, ama bilinçli olarak farkında olacak kadar değil. | Open Subtitles | أريد أن أصاب بأذى يكفي حتى أركب في سيّارة إسعاف, ولكن ليس بشكلٍ كبير لا أشعر به وأنا واعٍ |
Ne yaptığınızın farkında mısınız? | Open Subtitles | هل أنت واعٍ لما تفعله؟ |
Wikr, küresel bilinç kaybı sırasında kendinde olan biri olduğu sanılan birine ait bir görüntü ele geçirdi. | Open Subtitles | "دبل يو آي كي آر" حصلت على صور لما يبدو أنه رجل واعٍ خلال فقدان الوعي العالمي |
Sadowski kendinde değil patron. Doktor sakinleştirici verdi. | Open Subtitles | (سداوسكي) غير واعٍ أيّها الرئيس الطبيب قام بتخديره |
Çünkü demokrasi için en büyük tehdit halkın bilinçsiz olmasıdır. | Open Subtitles | لو أنك لا تمتلك مجتمع واعٍ هذأ أكبر خطر علي الديموقراطية |
Itaewon'da bir kulüpte merdivenlerde bilinçsiz halde bulunmuş. | Open Subtitles | وُجِدَ غير واعٍ على سلالم نادي في إيتوان |
Hayır, o baygın. | Open Subtitles | كلا, إنه غير واعٍ. |
- Böyle olmadan ayıktı. Muhtemelen epidural kanamadır. | Open Subtitles | لقد كان واعٍ قبل أن يحدث هذا مباشرةً |
bilinçli yapay zekâ fikrinin oldukça uzak bir ihtimale dayandığını düşünüyorum. | TED | فى الواقع أعتقد أن احتمالات وجود ذكاء اصطناعي واعٍ هو شئ بعيدٌ للغاية. |
Sorun yok kanka, ben ılımanım. | Open Subtitles | لا عليك، أخي. أنا واعٍ. |